ülfet ne demek?
- 3 sözlük, 3 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
ülfet anlamı
is. esk. 1. Alışma, kaynaşma. 2. Tanışma, görüşme: "Temiz ve metin bir insan olduğu ilk ülfetinden anlaşılırdı." -Y. K. Beyatlı. 3. Dostluk, ahbaplık: "Ülfet belalı şey fakat uzlet sıkıntılı / Bilmem nasıl geçirmeliyim son beş on yılı." -Y. K. Beyatlı.
is. esk. 1. Alışma, kaynaşma. 2. Tanışma, görüşme: "Temiz ve metin bir insan olduğu ilk ülfetinden anlaşılırdı." -Y. K. Beyatlı. 3. Dostluk, ahbaplık: "Ülfet belalı şey fakat uzlet sıkıntılı / Bilmem nasıl geçirmeliyim son beş on yılı." -Y. K. Beyatlı.
Kişi Adları Sözlüğü
Ülfet anlamı Köken: Ar.
Cinsiyet: Erkek
1. Alışma, kaynaşma. 2. Görüşme, konuşma. 3. Dostluk, arkadaşlık.
Cinsiyet: Kız
1. Alışma, kaynaşma. 2. Görüşme, konuşma. 3. Dostluk, arkadaşlık.
Cinsiyet: Erkek
1. Alışma, kaynaşma. 2. Görüşme, konuşma. 3. Dostluk, arkadaşlık.
Cinsiyet: Kız
1. Alışma, kaynaşma. 2. Görüşme, konuşma. 3. Dostluk, arkadaşlık.
Türkçe - İngilizce
ülfet anlamı
familiarity
familiarity
ülfet eş anlamlısı
ahbaplık
is. Ahbap olma durumu, ünsiyet: "Bizim de bahçıvan kızı ile ahbaplığımız şurada birkaç gün daha ya sürer ya sürmez!" -O. C. Kaygılı.
is. Ahbap olma durumu, ünsiyet: "Bizim de bahçıvan kızı ile ahbaplığımız şurada birkaç gün daha ya sürer ya sürmez!" -O. C. Kaygılı.
görüşme
is. Görüşmek işi, mülakat, müzakere: "O gün herkes sinekkaydı tıraşlıdır, cici elbiselerini giymiştir ve görüşmesini bekler." -N. F. Kısakürek.
is. Görüşmek işi, mülakat, müzakere: "O gün herkes sinekkaydı tıraşlıdır, cici elbiselerini giymiştir ve görüşmesini bekler." -N. F. Kısakürek.
kaynaşma
is. 1. Kaynaşmak işi: "Atmosfer karşılıklı anlayış ve kaynaşma atmosferi idi." -H. Taner. 2. Kalabalığın çok olduğu bir yerde kıpırdanma, hareketlilik: "Don Luis bir iki rakam daha saymaya hazırlanmıştı ki kahvenin camı arkasından görünen sokakta ani bir kaynaşma oldu." -N. Hikmet. 3. Huzursuzluk: "Bir gulgule, bir haykırışma, bir kaynaşmadır koptu." -N. F. Kısakürek.
is. 1. Kaynaşmak işi: "Atmosfer karşılıklı anlayış ve kaynaşma atmosferi idi." -H. Taner. 2. Kalabalığın çok olduğu bir yerde kıpırdanma, hareketlilik: "Don Luis bir iki rakam daha saymaya hazırlanmıştı ki kahvenin camı arkasından görünen sokakta ani bir kaynaşma oldu." -N. Hikmet. 3. Huzursuzluk: "Bir gulgule, bir haykırışma, bir kaynaşmadır koptu." -N. F. Kısakürek.
"ülfet" için örnek kullanımlar
Hayatı: Kötü olduğunu bildiğin hiçbir şeye ülfet etme. Bir şeye hemen muhalefet etme. Sana bir şey sorulursa ona herkesin bildiği şekilde
Kaynak: Hacı Bayram-ı Veli
Kaynak: Hacı Bayram-ı Veli
Yakın Kelimeler
(Tahmin etmek için bir harf girin)
