ünlem cümlesi anlamı İng. interjective sentence, exclamative sentence
Osm. cümle-i nidâiyye
Alm.interjektiver Satz, exclamativer Satz, Ausrufsatz, affektiver Satz
Fr. phrase interjective, phras
İçinde ünlem bulunan veya ünlem kavramı veren cümle: || — Ne görüyorum! Ne görüyorum! Ne süfli, ne iğrenç, ne dar, ne basık ve ne kasvetli bir âlem! (Y. K. Karaosmanoğlu, Erenlerin Bağından, s. 53). Ey dost, meğer ne kadar gafil ve safderun imişiz! (Y. K. Karaosmanoğlu, göst. e., s. 52). Onunki doğrudur, be Orhan, inan buna!... (P. Safa, Biz İnsanlar, s. 53). Hayır, ne mümkün! Senin için burası bir kasvetli mahpes ise, orası elim bir menfadır. Burada sıkılıyorsun, fakat orada utanacaksın! (Y. K. Karaosmanoğlu, Erenlerin Bağından: Diğer Nesirler, s. 102). Gözlerim yaşardı. Garson pilâkiyi getirmişti. Fasulyelere kinle, nefretle bakarak: || — Ben artık yemek yiyemem ki! dedim (T. Buğra,
Yarım Diye Bir Şey Yoktur, s. 20). Ya! işte o, iş başına geldiği, meram ettiği zaman etrafındakilere böyle tahakküm ederdi! (R. N. Güntekin, Kızılcık Dalları, s. 59). Ah, bu büyük hanım! Nevnihal Kalfa onu tevekkeli mi affetmiyordu (R. N. Güntekin, göst. e., s. 95) vb.