Güncel Türkçe Sözlük
ürkmek, -er anlamı
(nsz) 1. Bir şeyden korkup sıçramak, tevahhuş etmek: "Gölgesinden ürkmüş bir Arap atı gibi şahlandı." -Ö. Seyfettin. 2. Şaşkınlık ve korku duymak: "Birisi merdivenlerden biraz hızlı inip çıktığı zaman biz de ürküyorduk." -R. N. Güntekin. 3. Ağaç meyve vermemek: Şeftaliler bu yıl ürkmüş. 4. mec. Çekinmek: "Yaramaz çocuk tutumundan her zaman ürkerdi." -H. Taner.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
ürkmek anlamıYıkılmak, çökmek.
*Kandıra -Kocaeli
*Gerze -Sinop
-Samsun
*Perşembe köyleri -Ordu
-Giresun
ürkmek anlamıYara, başka yerlere sıçramak.
*Eğridir köyleri -Isparta
-Eskişehir köyleri
*Perşembe köyleri -Ordu
Çiftepınar *Mersin -İçel
ürkmek anlamıSırçan denilen iğden çıkma bükülmüş iplik topağı, birbirine karışmak, dolaşmak.
İğneciler *Mudurnu -Bolu
ürkmek anlamıSaç taranırken zorlama sonucu kopan tellerin dibinde kellik olmak: Çocuğun başı ürktü.
Kumdanlı *Yalvaç Isparta