vapur anlamı Fr.vapeur
Su buharı gücüyle çalışan gemi: § "
Bir hile ile Midhat Paşa'yı saraya celbederek İzzettin vapuruyla memâlik-i Osmaniye'den ihraç ediyor." -Sami Paşazade Sezai, Bütün Eserleri II, 42. § "
Hava bozuk, gece vapuru işlemez diye mi acaba?" -
Reşat Nuri Güntekin, Yaprak Dökümü, 73. § "
Her gün bir iki vapur ve bir yığın deve ve mükkaşenin taşıdığı yükler vardı." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 30. § "
O zaman vapurlar mı var ki." -Ahmet Midhat Efendi, Hasan Mellâh Yahut Sır İçinde Esrar s. 119. § "
Onunla köprüden geçin. Onunla vapura binin." -Ruşen Eşref Ünaydın, Hatıralar III, 14. § "
Yoksa, katilin sekizi Çeyrek geçe Kadeş vapurunda olduğunu yalancı şahitlerle ispata çalışan avukatın mahut adli yalanı, veya..." -Peyami Safa, Yalnızız, 10. § "
Limandaki büyük vapurlardan birinin bacası, ona, uzun mesafelerin ve uzak diyarların bağrından kopan bir nida gibi seslendi." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 6. § "
Denizde de vapurların gelip gittiği görülüyor." -Ziya Gökalp, Ziya Gökalp'ın Mektupları, 241. § "
Ufuk'a Kadıköy vapurunda rastlamıştı." -Adalet Ağaoğlu, Üç Beş Kişi, 19. § "
Kadıköy vapurlarının kulak tırmalayan canavar düdükleri…" -Ahmet Rasim, Muharrir Bu Ya, 300. §
"Vapur neredeyse genç, yaşlı sadece bu Ermenilerle dolu." -Yavuz Bülent Bakiler, Üsküp'ten Kosova'ya, 144. §
"Açık pencereden bir vapur sesi geliyor." Necip Fazıl Kısakürek, Aynadaki Yalan, 39. § "
Galata Rıhtımı'nda bir fenerin altına dikilmiş, Boğaz'a doğru kayıp giden Şirket vapurunun ışıklarına bakıyordum." -Nazım Hikmet Ran, Yeşil Elmalar, 19. § "
Uçağa ne zaman bindimse bu isteği duydum; oysa vapurda, tirende yorulur, sıkılırım." -Nurullah Ataç, Günlerin Getirdiği~Sözden Söze, 22. §
"Samsun Vapuru'nun güvertesinde yıldızlı bir geceyi aralarında paylaşmaya çalışırken, yanılmıştı galiba, Ümid." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 365.