kuruntu is. 1. Yanlış ve yersiz düşünce, evham:
 "Evlenmek kuruntusu ile satılmaya giden iki mahalle kızı sol tarafta." -A. Gündüz. 2. Bir konuyla ilgili kötü ihtimalleri akla getirip tasalanma, işkil, evham, vesvese:
 "Sözü dinlenmeyen bir siyasi liderin kuruntusu seziliyordu." -Y. K. Karaosmanoğlu. 3. Olmayacak bir şeyin olacağını sanma, vehim:
 "Bu davranış yersiz kuruntuların tam bir panzehridir." -H. Taner.