Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

yalınlık ne demek?

 - 3 sözlük, 3 sonuç.

BSTS / Yazın Terimleri Sözlüğü

yalınlık anlamı Osm. sadelik Fr. simplicité
Açık, süsten ve zorlamadan uzak, kolayca anlaşılabilen anlatım.

Güncel Türkçe Sözlük

yalınlık, -ğı anlamı
is. 1. Yalın olma durumu, birleşik veya karmaşık olmama durumu, sadelik. 2. ed. Açık, süsten ve zorlamadan uzak, kolayca anlaşılabilen anlatım, sadelik: "Oyunun biçimi yalın. Özellikle bu yalınlık etkileyici." -A. Ağaoğlu.

Tarama Sözlüğü

yalıñlık anlamı
Çıplaklık.

yalınlık eş anlamlısı

açık
is. 1. Bir gereksinimin karşılanamaması durumu: Bütçe açığı. Ülkenin doktor açığı. 2. Belli bir yerin biraz uzağı: Tren yolu nehrin açığından geçer. 3. Denizin kıyıdan uzakça olan yeri: "Limanda bilinen gemiler, oysa açıklardadır." -B. Necatigil. 4. sf. Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı: "Açık pencerenin önünde denize karşı saatlerce dertleştik." -R. N. Güntekin. 5. sf. Engelsiz: Açık yol. 6. sf. Örtüsüz, çıplak: "Yolcuların hepsi indikten sonra Mehmet Akif göründü, beni açık başıyla selamladı." -A. Kabaklı. 7. sf. Boş: Kâğıtta açık yer kalmadı. 8. sf. Görevlisi olmayan, boş (iş, görev), münhal: Açık kadro. 9. sf. Aralığı çok: Açık adımlarla. 10. sf. Çalışır durumda olan: "Bazı dükkânları açık olan caddeden sola saptılar." -Ö. Seyfettin. 11. sf. Kolay anlaşılır, vazıh: "Açık konuşma zamanının artık geldiğine kani idim." -R. N. Güntekin. 12. sf. Gizliliği olmayan, olduğu gibi görünen: Bu adamın her işi açıktır. 13. sf. Her türlü düşünceyi hoşgörüyle karşılayabilen, etkisinde kalabilen: "... her çeşit kafa ve gönül fırtınalarına açık bir adamdı o." -T. Buğra. 14. sf. Rengi koyu olmayan, koyu karşıtı: "Açık sarı saçlı, zayıf bir kadın keman çalıyordu." -Ö. Seyfettin. 15. sf. Sevişme sahnelerini bütün çıplaklığıyla anlatan (kitap, resim, film vb.). 16. zf. Belirgin bir biçimde: "İnsan mağlubiyetini bu kadar açık kabul eder mi?" -M. Yesari.
sadelik
is. 1. Yalın olma durumu: "Bu kadın kalabalık meclislerde bile sadelikten kurtulamamıştır." -P. Safa. 2. ed. Yalınlık.

"yalınlık" için örnek kullanımlar

Buna karşılık iç mekanında neredeyse Rönesans 'ı akla getiren bir yalınlık ve açık seçiklik izlenir. Yapının planı Latin haçı
Kaynak: Floransa Katedrali
Bonatz'ın sağlamlık, dayanıklılık, yalınlık ilkelerine dayanan mimarlığı, hiçbir döneme bağlı olmadan çağdaş olmak (zeitlos) görüşünden
Kaynak: Paul Bonatz
dilde yalınlık, halk edebiyatı şiir biçimlerinden yararlanma ve hece ölçüsü, konu seçiminde yerlilik, yalın bir dille yazma, konularını
Kaynak: Meşrutiyet Edebiyatı
Tellafuzuyla yalınlık ve sadelik te bir model olarak gösterilir. Rayleigh, Royal Society'nin bir üyesiydi. 1885 'den 1896 'ya kadar
Kaynak: John Strutt Rayleigh
bütünleştirmek ; malzeme ve gereçleri en yakından seçmek; çözümde, strüktür de, görünüşte yalınlık; işlevsel çözümlerin planlamadaki önceliği.
Kaynak: Anadolu yapı geleneği
Sağ-sol ayırımı sosyal sınıf esasına dayalı tek bir boyuttan ibaret bir yalınlık içerir. Seçim sistemi dar bölge ve çoğunluk esasına göre
Kaynak: Parlamenter monarşi
Çizgi romanlardan seçtiği bir kesiti alarak büyüten sanatçı, güncel ve popüler konu, olay ve kahramanları büyük bir yalınlık içinde
Kaynak: Roy Lichtenstein
Şiirlerinde yalınlık,anlaşılırlık,süssüz(gösterişsiz) anlatım,sadelik ve akıcı bir dil vardır. Ayrıca şiirleri Amerika 'da belirli bir
Kaynak: Henry Wadsworth Longfellow
Saray yapım yöntemlerinde Knossos ve çevresindeki yerlerde geometrik yalınlık ve doğal şekillerin baskınlığı egemendi. Duvar lar genelde
Kaynak: Girit Uygarlığı
Bu kalıplaşmış yalınlık düşüncesi ve pek değer verilmeyen mutfak olgusu nedeniyle mutfaklar uzun bir dönem -köle ya da özgür- yalnızca
Kaynak: Antik Yunanistan'da mutfak kültürü
Sağ-sol ayırımı sosyal sınıf esasına dayalı tek bir boyuttan ibaret bir yalınlık içerir.• Seçim sistemi dar bölge ve çoğunluk esasına
Kaynak: Birleşik Krallık
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.