yalman ne demek?
- 5 sözlük, 12 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
yalman anlamı
sf. hlk. 1. Eğik. 2. Sarp, dik. 3. is. Kesici ve batıcı araçların kesen veya batan bölümü: "İstanbul'dan çıkar padişahın fermanı / Gökte döner mızrağının yalmanı." -Halk türküsü.
sf. hlk. 1. Eğik. 2. Sarp, dik. 3. is. Kesici ve batıcı araçların kesen veya batan bölümü: "İstanbul'dan çıkar padişahın fermanı / Gökte döner mızrağının yalmanı." -Halk türküsü.
Kişi Adları Sözlüğü
Yalman anlamı Köken: T.
Cinsiyet: Erkek
1. Kılıç, kama, bıçak, mızrak vb.nin ağzı veya ucu. 2. Sarp, dik. 3. Eğik, eğinik.
Cinsiyet: Erkek
1. Kılıç, kama, bıçak, mızrak vb.nin ağzı veya ucu. 2. Sarp, dik. 3. Eğik, eğinik.
Tarama Sözlüğü
yalman anlamı
Kılıcın, kamanın, bıçağın, mızrağın, süngünün ağzı veya ucu.
Kılıcın, kamanın, bıçağın, mızrağın, süngünün ağzı veya ucu.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
yalman anlamı
Eğri, yanlamasına (kesme, gitme vb. için).
Eğri, yanlamasına (kesme, gitme vb. için).
*Eğridir köyleri -Isparta
Dombaylı *Salihli -Manisa
*İskilip -Çorum
*Merzifon köyleri -Amasya
Bozhöyük *Göksun -Maraş
Büyük Çaylı *Dörtyol -Hatay
Maksutlu *Şarkışla -Sivas
*Haymana -Ankara
Köşker, Demirli -Kırşehir
Saroğlan -Kayseri
Kırıklı *Karaisah -Adana
*Tarsus, *Mut ve köyleri -İçel
yalman anlamı
Mızrak ucu.
Mızrak ucu.
Birecik -Balıkesir
Karagöl *Şarkışla -Sivas
yalman anlamı
Bulgur döğülürken kullanılan tahta karıştırıcı.
Bulgur döğülürken kullanılan tahta karıştırıcı.
Kızılkeçili -Çanakkale
yalman anlamı
Ağaç parçası.
Ağaç parçası.
*Ermenek -Konya
*Vize -Kırklareli
yalman anlamı
Ufalanmaya elverişli, kaypak, yumuşak.
Ufalanmaya elverişli, kaypak, yumuşak.
Kuybuş *Taşköprü -Kastamonu
yalman anlamı
Dik, sarp.
Dik, sarp.
*Alucra, *Şebinkarahisar -Giresun
*Şavşat köyleri, Bağlıca *Ardanuç -Artvin
Kerkük
yalman anlamı
Düzgün, parlak, yassı taş.
Düzgün, parlak, yassı taş.
*Silifke -İçel
yalman anlamı
Mızrak, kılıç ucu
Mızrak, kılıç ucu
Kırşehir
Yerleşim Birimleri Sözlüğü
Yalman anlamı
Aksaray ili, merkez ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Aksaray ili, merkez ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
yalman eş anlamlısı
dik
sf. 1. Yatay bir düzleme göre yer çekimi doğrultusunda bulunan, eğik olmayan: "Sağlam yapılı, dik duruşlu bir gençti o yıllarda." -N. Cumalı. 2. Yatık durmayan, sert: Dik saç. 3. Sert, kalın, tok (ses): "Sesi dik ve küstahtı, söylediklerini aşağı salonda bekleşen komşular işittiler." -A. İlhan. 4. Sert (bakış). 5. Ters, aksi (söz). 6. Kaba, yersiz (davranış): "Kaba denilecek kadar ani ve dik bir davranışla halasını bıraktı ve kalktı." -H. E. Adıvar. 7. mat. Birbirine dikey olan doğrulardan oluşmuş: Dik açı. Dikdörtgen. Dik yamuk.
sf. 1. Yatay bir düzleme göre yer çekimi doğrultusunda bulunan, eğik olmayan: "Sağlam yapılı, dik duruşlu bir gençti o yıllarda." -N. Cumalı. 2. Yatık durmayan, sert: Dik saç. 3. Sert, kalın, tok (ses): "Sesi dik ve küstahtı, söylediklerini aşağı salonda bekleşen komşular işittiler." -A. İlhan. 4. Sert (bakış). 5. Ters, aksi (söz). 6. Kaba, yersiz (davranış): "Kaba denilecek kadar ani ve dik bir davranışla halasını bıraktı ve kalktı." -H. E. Adıvar. 7. mat. Birbirine dikey olan doğrulardan oluşmuş: Dik açı. Dikdörtgen. Dik yamuk.
eğik
is. 1. mat. Dik veya paralel olmayan doğru. 2. sf. Yatay bir çizgi veya düzlemle açı oluşturacak biçimde olan, yalman, mail, şev. 3. sf. Eğilmiş olan, dik veya düz olmayan. 4. sf. Bükülmüş: "Başı yine yere eğik, sol kolu yine kalçasındaydı." -Ö. Seyfettin.
is. 1. mat. Dik veya paralel olmayan doğru. 2. sf. Yatay bir çizgi veya düzlemle açı oluşturacak biçimde olan, yalman, mail, şev. 3. sf. Eğilmiş olan, dik veya düz olmayan. 4. sf. Bükülmüş: "Başı yine yere eğik, sol kolu yine kalçasındaydı." -Ö. Seyfettin.
sarp
sf. 1. Dik, çıkması ve geçilmesi güç (yer), yalman: "İki gündür sarp dağ yollarını aşıyoruz." -F. R. Atay. 2. is. mec. Güç, güçlük: "Düz ovada sarpa çekme yolunu / Ver mektebe okutsunlar oğlunu." -Âşık Veysel.
sf. 1. Dik, çıkması ve geçilmesi güç (yer), yalman: "İki gündür sarp dağ yollarını aşıyoruz." -F. R. Atay. 2. is. mec. Güç, güçlük: "Düz ovada sarpa çekme yolunu / Ver mektebe okutsunlar oğlunu." -Âşık Veysel.
"yalman" için örnek kullanımlar
Birkaç el ateş açılan araçta bulunan üç banka çalışanı yara almadan kurtuldu, araç şoförü Yalman ise elinden yaralandı.
A few shots of the three bank employees in the drop-down vehicle escaped unharmed, the vehicle driver in the hands of Yalman injured.
Kaynak: gundem.milliyet.com.trYakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
