yapı ne demek?
- 20 sözlük, 22 sonuç.
BSTS / Coğrafya Terimleri Sözlüğü
yapı anlamı İng. structure Osm. bünye Alm. geologische Struktur Fr. structure
Kayaçların ve onların oluşturdukları katmanlarında yerkabuğu içindeki düzeni, durumu.
BSTS / Fiziksel Kimya Terimleri Sözlüğü
yapı anlamı İng. structure Alm. Struktur, Aufbau, Gefüge Fr. structure Jap. kôzô
Öğecik ile özdeciklerin, eksicik ya da öğeciklerden oluşma biçimi.
BSTS / Gramer Terimleri Sözlüğü
yapı anlamı İng. structure Alm. Struktur Fr. structure
Belli bir dilin bölümlerini birbirine bağlayan ilişkiler bütünü. Söz gelişi, Türkçenin ses yapısı, seslerin birbiri ile ilişkilerine, şekil yapısı da ek ve köklerin karşılıklı ilişkilerine bağlı bir sistem, bir bütündür.
BSTS / Güzel Sanatlar Terimleri Sözlüğü
yapı anlamı İng. building Alm. Bau Fr.bâtiment
(Mimarlık) Genel olarak dülger ve duvarcıların birlikte yaptıkları örek.
BSTS / İstatistik Terimleri Sözlüğü
yapı anlamı İng. structure Alm. Struktur
Bir örnekbiçimi oluşturan değişkenler arasındaki bağıntının örüntüsü. Etken çözümlemesinde yapı, değişkenler ve ortak etkenler arasındaki bağıntının örüntüsüdür. Her değişken ortak etkenlerin tümüne bağlı değilse yapı yalındır.
BSTS / Kentbilim Terimleri Sözlüğü
yapı anlamı İng. building, structure, construction Osm. bina Alm. Gebäude Fr. bâtiment, contsruction
Duvarlar ya da sütunlar üstüne oturtulmuş bir çatısı bulunan, insanların, hayvanların ve malların barınması ya da başka gereksinmeleri karşılamaları amacıyla yapılmış; bir yapıtasarcılık ürünü.
BSTS / Kimya Terimleri Sözlüğü
yapı anlamı İng. structure Osm. strüktür Alm. Struktur Fr. structure
Her tür dizge, bileşik, molekül, atom ve çekirdekten bir araya gelen nesne ya da parçaların birbirine göre oluşturdukları düzenlenim.
BSTS / Mantık Terimleri Sözlüğü
yapı anlamı İng. structure Alm. Struktur Fr. structure
Boş olmayan bir küme ile alanları bu küme içinde olan belli bağıntılardan oluşan dizge.
BSTS / Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü
yapı anlamı
binâ.
BSTS / Metalbilim İşlem Terimleri Sözlüğü
yapı anlamı İng. structure Alm. Gefüge Fr.structure
1. Metabilimde, genellikle içyapı yerine ve ona özdeş olarak kullanılan terim. 2. Belirli bir düzen içinde yapılmış olan.
BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
yapı anlamı Osm. bünye Fr. structure
(botanik, jeoloji, kimya)
BSTS / Ruhbilim Terimleri Sözlüğü
yapı anlamı İng. constitution Osm. bünye
Canlı bir varlığın ruh ve beden özellikleri bütünlüğünün özellikle kalıtımla ilgili olan yönleri.
BSTS / Toplumbilim Terimleri
yapı anlamı İng. structure Osm. bünye Fr. structure
Parçaları ve öğeleri arasında yasalılık, durağan bağlar ve karşılıklı ilişkiler bulunan dizge ya da bütün.
BSTS / Uygulayım Terimleri Sözlüğü
yapı anlamı İng. 1, 2- structure; 3- construction, 4- making
Osm. 1- bünye, 2- strüktür, 3- bina, inşaat; 4- imal
Fr. 1,2- structure; 3- construction, 4- production
1- genel uygulayım: a. Bir bütünü oluşturan parçaların düzenlenimi. b. Yapılış, kuruluş, oluş, yaratış; bunların biçimi. 2- a. fizik, kimya: Öğecik ve özdeciklerin, eksiciklerden, öğeciklerden oluşma biçimi. b. metalbilim: 1- Genellikle içyapı yerine ve ona özdeş olarak kullanılan terim. 2- Belirli bir düzen içinde yapılmış olan ürün, yapım vb. c. yerbilim: Kayaç kütlelerinin kıvrılma, kırılma gibi biçim değiştirme olayları ve içitim sonucu birbiriyle ilgili durumları. 3- mimarlık, bayındırlık: Barınmak, çalışmak ya da başka bir amaçla kullanılmak için yapılmış her türlü mimarlık, bayındırlık yapıtı. 4- işleyim: a. Yapma, oluşturma. b. bakınız»
yapım.
BSTS / Yerbilim Terimleri Sözlüğü
yapı anlamı İng. structure Osm. bünye Alm. Struktur, Gebilde Fr. structure
Kayaç kütlelerinin kıvrılma, kırılma gibi biçim değiştirme olayları ve içitim sonucu birbirleriyle ilgili durumları.
BSTS / Zanaat Terimleri Sözlüğü
yapı anlamı
Duvar. (*Tavşanlı -Kütahya)
Güncel Türkçe Sözlük
yapı anlamı
is. 1. Barınmak veya başka amaçlarla kullanılmak için yapılmış her türlü mimarlık eseri, bina. 2. Yapılmakta olan konut, yol, köprü vb. inşaat, konstrüksiyon. 3. Yapma, oluşturma, ortaya konulma, meydana getirme: Kırıkkale yapısı bir tabanca. 4. Canlı bir varlığın ruh veya beden özelliklerinin tümü, bünye, strüktür: "Yapısı sağlam, güzel bir erkekti." -Y. Z. Ortaç. 5. Bütünün bir araya getirilişinde uyulan dizge, strüktür: Dil yapısı. Cümle yapısı. 6. fel. Ögeleriyle somut bağımlılığı olan bütün. 7. top. b. Parçaları ve ögeleri arasında yasaya uygunluk, durağan bağlar ve karşılıklı ilişkiler bulunan dizge veya bütün, strüktür.
Tarama Sözlüğü
yapı anlamıbakınız»
yapu.
Türkçe - İngilizce
yapı anlamıisim1) build
2) construction
3) structure
4) making
5) building
6) make
7) framework
8) architecture
9) form
10) composition
11) edifice
12) nature
13) frame
14) fabric
15) texture
16)
system17) constitution
18) works
19) erection
20) conformation
21) habit
22) fiber
23) organism
24) being
25) presence
26) quality
27) disposition
28) corpus
29) contexture
30) mold
31) chemistry
32) blood
33) habit of body
34) strain
35) make-up
36) mould
37) fibre
38) set-up
sıfat1) structural
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
yapı anlamıYelkenli, kayık.
-Samsun ve çevresi
-Trabzon
yapı anlamıBal peteği.
*İskilip -Çorum
*Beypazarı -Ankara
yapı anlamıEvin çatısı.
Meyvabükü *Güdül Ankara
yapı eş anlamlısı
bina is. (bina:) 1. Yapı:
"Yalı, çok pencereli, iki katlı, yayvan bir binadır." -B. Felek. 2.
db. esk. Arapça fiil çatısını konu edinen bilim veya kitap:
Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur. 3.
db. esk. Çatı.
bünye is. 1. Vücut yapısı:
"Çok kuvvetli bir bünyeye sahipsiniz, nadir rastladığım vücutlardan." -R. H. Karay. 2. Yapılış, kuruluş:
"İlk bakışta fertlerin toplum bünyesi içinde çizdiği belirli çizgiler bunlardır." -Ç. Altan. 3. Bir kurum, kuruluş veya iş yerinin iç yapısı.
yol is. 1. Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik. 2. Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer:
"Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı." -Ç. Altan. 3. Genellikle yerleşim alanlarını birbirine bağlamak için düzeltilerek açılmış ulaşım şeridi:
"Yolda oynayan çocuklara ne olduğunu sordu." -Ö. Seyfettin. 4. İçinden veya üstünden bir sıvının geçtiği, aktığı yer:
Su yolu. Sel yolu. 5. Yolculuk:
Yola çıkmak. Yoldan kalmak. 6. Gidiş çabukluğu, hız:
Bu vapurun yolu az. 7. Davranış, tutum, gidiş veya davranış biçimi:
"Celal Bey'i sakal bırakma yolunda, kim, hangi örnek özendirdi diye çok düşünmüşümdür." -H. Taner. 8. Uyulan ilke, sistem, usul, tarz, tarik:
Duyguların eğitimi de en iyi sanat yoluyla olur. 9. Kumaşta bulunan çizgi. 10. Kez, defa. 11.
mec. Gaye, uğur, maksat:
Bu yolda çok emek harcandı. 12.
mec. Bir amaca ulaşmak için başvurulması gereken çare, yöntem:
Bu işi yapmanın bir yolu vardır.
"yapı" için örnek kullanımlar
Yani bir organ nakli merkezi için gerekli olan ekip ve alt
yapı mevcut durumda.
So necessary for the center of an organ transplant team and infrastructure is available.
Kaynak: haberler.comO da bu cihazların donanımsal alt
yapı olara tüm özelliklere hazır olmaması.
He is not ready for all of the features of these devices as a substructure hardware.
Kaynak: scroll.com.trGalatasaray her şeyden önce sağlam bir mali
yapı kazandı.
Galatasaray won the first of all, a solid financial structure.
Kaynak: skorer.milliyet.com.trBiz görevi devraldığımızda orada hiçbir
yapı ve oraya dair hiçbir ödenek yoktu.
We took on the task there is no structure and that there was no benefit.
Kaynak: haber3.comBina, içinde oturmak veya herhangi bir amaçla kullanılmak üzere yapılan kapalı ve içi gerekli şekilde bölmeli
yapı. Binalar kullandıkları
Kaynak: BinaBiyomoleküler
yapı biyomolekül lerin (başlıca protein , DNA ve RNA 'nın) yapısıdır. birincil, ikincil, üçüncül ve dördüncül
yapı olarak ayrılır.
Kaynak: Biyomoleküler yapıKristal
yapı, malzeme bilimi nde makroskopik olarak kristalli minerallerin yüzeyleri arasında, mikroskobik olarak ise çoğu katı nın
Kaynak: Kristal yapıYapı sektörü,
yapı oluşturmak için bir araya gelen iş kolları bütünüdür. Bu amaca yönelik üretim yapan veya hizmet sunan bütün özel ve
Kaynak: Yapı sektörü Yapı statiğinin amacı sistemleri belirli bir güvenlikte, yeterli bir rijitlikte ve en ekonomik olarak boyutlandırmaktır. Bir
yapıKaynak: Yapı Statiği Saray, hükümdar ların veya dinî liderlerin ikâmet ettiği büyük ve gösterişli
yapı Günümüzde zaman zaman otel veya kamu hizmetinde
Kaynak: SarayKöprü, nehir ve vadi gibi geçilmesi güç bir engelin iki kıyısını bağlayan bir
yapı. Tarih: Genellikle ormanlı bölgelerde ilk köprüler bir
Kaynak: KöprüYapı Endüstri Merkezi veya kısaltılmış ismi ile YEM, başta mimarlar, mühendisler, müteahhitler ve
yapı malzemesi ile ilgili çalışanlar olmak
Kaynak: Yapı Endüstri Merkezi Yığma
yapı, inşaat mühendislerince herhangi bir iskeletsel sisteme sahip olmayan yapıları genel olarak tanımlamak için kullanılan bir
Kaynak: Yığma yapıHükûmet işlerinin görüldüğü
yapı; araba veya hayvanla bir günde alınan yol. Yolculukta geceyi geçirmek için inilen, konaklanılan yer.
Kaynak: Konak (yapı)Tanecikli
yapı, bütün madde lerin kendilerinin özelliklerini tasıyan oldukça küçük birimlerden (taneciklerden) meydana gelmesidir.
Kaynak: Tanecikli yapı