tek(I)
sf. 1. Eşi olmayan, biricik, yegâne:
"Hamit, biliyorsunuz edebiyatımızın tek dâhisidir." -Y. Z. Ortaç. 2. Kadeh içinde belirli ölçüde olan (içki). 3.
is. Birbirini tamamlayan veya aynı türden olan nesnelerden her biri:
"Garsona umutsuzca bir göz attıktan sonra eldiveninin sol tekini çıkardı." -R. Ilgaz. 4.
zf. Önüne getirildiği cümleye istek ve özlem kavramı katar:
Tek yesin de ne isterse yesin. Tek çalışsın da isterse arada yaramazlık da etsin. 5.
zf. Yalnızca:
Bunun için tek bir yol var. 6.
mec. Hiç, hiçbir:
"Tek kelime konuşmadan bu yokuşu indik." -R. H. Karay. 7.
mat. İki ile bölünemeyen (sayı):
Üç, beş, yedi ... tek sayılardır.