Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

tek ne demek?

 - 5 sözlük, 16 sonuç.

Divanü Lügati't-Türk

tek anlamı
tek, sadece, bir şey dilemeyerek; gibi, benzetme edatı

Güncel Türkçe Sözlük

tek anlamı
(I) sf. 1. Eşi olmayan, biricik, yegâne: "Hamit, biliyorsunuz edebiyatımızın tek dâhisidir." -Y. Z. Ortaç. 2. Kadeh içinde belirli ölçüde olan (içki). 3. is. Birbirini Tamamlayan veya aynı türden olan nesnelerden her biri: "Garsona umutsuzca bir göz attıktan sonra eldiveninin sol tekini çıkardı." -R. Ilgaz. 4. zf. Önüne getirildiği cümleye istek ve özlem kavramı katar: Tek yesin de ne isterse yesin. Tek çalışsın da isterse arada yaramazlık da etsin. 5. zf. Yalnızca: Bunun için tek bir yol var. 6. mec. Hiç, hiçbir: "Tek kelime konuşmadan bu yokuşu indik." -R. H. Karay. 7. mat. İki ile bölünemeyen (sayı): Üç, beş, yedi ... tek sayılardır.
tek anlamı
(II) sf. Sessiz, hareketsiz, uslu.

Kişi Adları Sözlüğü

Tek anlamı Köken: T.
Cinsiyet: Erkek
1. Biricik, eşi olmayan. 2. Sessiz, hareketsiz, uslu.

Türkçe - İngilizce

tek anlamı
isim
1) single
2) one
3) fellow
sıfat
1) single
2) only
3) one
4) sole
5) individual
6) unique
7) odd
8) exclusive
9) solitary
10) singular
11) lone
12) uneven
zarf
1) one and only
ön ek
1) mono-
2) uni-
3) homo-
4) homoeo-
5) homeo-

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

tek anlamı
Uslu.

*Lapseki -Çanakkale
-Kütahya
-Ankara
*Bor -Niğde
Endel *Osmaniye -Adana
*Mut ve köyleri -İçel

tek anlamı
Çocuk oyunlarında düğme, boncuk vb. şeyler.

*Ünye -Ordu

tek anlamı
Kıyı.

Ömerhacılı *Kaman -Kırşehir

tek anlamı
Kez, kere : Bi tek de sen gel.

Hasanoğlan -Ankara

tek anlamı
Peştemal.

-Urfa

tek anlamı
Önüne getirildiği tümceye özlem ve istek anlamı verir : Tek gelse.

*Düzce -Bolu
*Ünye -Ordu
*Bor -Niğde

tek anlamı
Biz.

-Mardin

tek anlamı
1. Gibi. 2. Değin.
tek anlamı
Tek, yalnız

Diyarbakır

tek anlamı
Ta (gösterme edatı)

Rize

tek anlamı
Tek// tekar tekar: : teker teker// tek tuk: seyrek

Artvin Yusufeli Uşhum köyü

tek eş anlamlısı

biricik
sf. Eşi, benzeri, ikincisi olmayan ve çok sevilen, tek, yegâne: "Onun derslerinde biricik zaman ve mekân ölçüsü diyalogdur." -N. F. Kısakürek.
hareketsiz
sf. Hareket etmeyen, yerinden kımıldamayan, durgun, durağan: "Başını kaldırmaksızın hep aynı durumda sessiz ve hareketsiz." -Y. K. Karaosmanoğlu.
sessiz
sf. 1. Sesi olmayan, ses çıkarmayan. 2. Ses, gürültü çıkarmadan yapılan: Sessiz çalışma. 3. Ses olmayan: "Anadolu'nun yüksek yaylalarına has, sessiz, pussuz, boz renkli gecelerden biriydi." -R. N. Güntekin. 4. Az konuşan, suskun. 5. Yumuşak huylu, kendi hâlinde ve sakin (kimse): "Kız kardeşi Deniz Yolları levazımında çalışan sessiz bir adamla evlidir." -M. Ş. Esendal. 6. zf. Ses ve gürültü çıkarmadan. 7. is. db. Ünsüz.
uslu
sf. 1. Toplumu, çevresini rahatsız etmeyen, edepli, müeddep, yaramaz karşıtı: "Uslu ve çekingen huyum ne kendimi ne de nafakamı herhangi bir sert hareketle savunmaya asla müsait değildi." -Y. K. Karaosmanoğlu. 2. zf. Uysal bir biçimde. 3. esk. Akıllı, zeki: "Gören bizi sanır deli / Usludan yeğdir delimiz." -Anonim şiir.
yalnızca
zf. (yalnı'zca) 1. Yalnız olarak. 2. Tek başına: "Ona vefasızlıkta biraz düşünceli davranmayı yararlı buluyor, yalnızca bulduklarında yeni başkana pek uysal davranıyorlardı." -M. Ş. Esendal. 3. Belli durumun, şartın veya işin dışına çıkmaksızın, yalnız, ancak, tek, sırf, salt, sadece: "Yalnızca duygulara, sezgilere başvurmak yanıltıcı olabilir." -N. Uygur.
yegâne
sf. (ye'gâ:ne) Biricik, tek: "Yegâne emelim, kızımın bir hanımefendi olarak yetişmesidir." -A. İlhan.

"tek" için örnek kullanımlar

Ama Cap D'Agde 'çıplaklar kampına' dönüşmüş kent olarak tek örnek.
But the Cap D'Agde 'nudist camp' as the city transformed into a single sample.
Kaynak: ekonomi.haberturk.com
Bu yüzden tek bir oyuncuya bağımlı olduklarını düşünmüyorum.
So I do not think that they are dependent on a single player.
Kaynak: goal.com
Finale yükseldikten sonra onların evinde de olsa, tek maçta her şey olabilir.
After rising in their home finale, though, can be anything from a single match.
Kaynak: trtspor.com.tr
Otomobil dengeli değil ve daha kötüsü tek sorun bu da değil.
Cars are not balanced, and even worse, that's not the only problem.
Kaynak: turkiyef1.com
Tektanrıcılık veya monoteizm, yalnızca bir tek tanrının varlığına inanmak ve tek bir tanrıya tapınmak demektir. (tek) ve theoi (tanrı)
Kaynak: Tektanrıcılık
Bir çenekliler (Liliopsida), monokotiller (ya da monokotiledon), çoğunlukla tek yıllık, palmiye ler haricindeki otsu bitkileri kapsayan
Kaynak: Tek çenekliler
Tek parti rejimi, devlet yönetimiyle özdeşleşen bir siyasi parti nin tek başına yasama meclisi ve hükümeti oluşturduğu rejimlere verilen ad
Kaynak: Tek parti rejimi
Tek katlı prizmatik epitel ya da tek katlı silindirik epitel, tipinin yüzeyine paralel geçen kesitlerde tek katlı kübik epitel de olduğu
Kaynak: Tek katlı prizmatik epitel
Parite, matematik te herhangi bir tamsayı nın çift ya da tek olması durumudur. Çift sayılar, 2 ile kalansız bölünebilen (2'nin tam katı
Kaynak: Çift ve tek sayılar

Yakın Kelimeler

(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.