Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

yalnızca ne demek?

 - 3 sözlük, 3 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

yalnızca anlamı
zf. (yalnı'zca) 1. Yalnız olarak. 2. Tek başına: "Ona vefasızlıkta biraz düşünceli davranmayı yararlı buluyor, yalnızca bulduklarında yeni başkana pek uysal davranıyorlardı." -M. Ş. Esendal. 3. Belli durumun, şartın veya işin dışına çıkmaksızın, yalnız, ancak, tek, sırf, salt, sadece: "Yalnızca duygulara, sezgilere başvurmak yanıltıcı olabilir." -N. Uygur.

Türkçe - İngilizce

yalnızca anlamı
zarf
1) just
2) solely
3) but
4) purely
5) nothing but
6) nothing else
7) solo

Yerleşim Birimleri Sözlüğü

Yalnızca anlamı
Konya ili, Bozkır ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

yalnızca eş anlamlısı

sadece
zf. (sa:dece) Yalnızca: "Her millette olduğu gibi bizde de kelimeleri, şiir canlandırmış, nesir sadece kullanmıştır." -Y. K. Karaosmanoğlu.
salt
sf. 1. İçinde yabancı bir öge bulunmayan, mutlak: "Çelişkileri salt geleneklerin, törenin, eğitimin bir sonucu saymışızdır." -A. Ağaoğlu. 2. fel. İçine, kendisine yabancı hiçbir şey karışmamış, arı. 3. zf. Yalnızca: "Sanat adına konuşmakta kendinde hak gören, her konuştuğunu da salt doğrudur diye karşısındakine kabullendirmek isteyen kimseler sardı etrafımızı." -N. Cumalı.
sırf
zf. 1. Yalnızca: "Sırf iri, kara gözlerindeki endişe dinsin diye itiraz etmeden her isteğini yerine getirdim." -E. Şafak. 2. Tümüyle, tamamen: "Kâhinliğimin sırf bir tesadüfe dayandığı oy birliği ile kabul edildi." -H. Taner.
tek
(I) sf. 1. Eşi olmayan, biricik, yegâne: "Hamit, biliyorsunuz edebiyatımızın tek dâhisidir." -Y. Z. Ortaç. 2. Kadeh içinde belirli ölçüde olan (içki). 3. is. Birbirini tamamlayan veya aynı türden olan nesnelerden her biri: "Garsona umutsuzca bir göz attıktan sonra eldiveninin sol tekini çıkardı." -R. Ilgaz. 4. zf. Önüne getirildiği cümleye istek ve özlem kavramı katar: Tek yesin de ne isterse yesin. Tek çalışsın da isterse arada yaramazlık da etsin. 5. zf. Yalnızca: Bunun için tek bir yol var. 6. mec. Hiç, hiçbir: "Tek kelime konuşmadan bu yokuşu indik." -R. H. Karay. 7. mat. İki ile bölünemeyen (sayı): Üç, beş, yedi ... tek sayılardır.
tek
(II) sf. Sessiz, hareketsiz, uslu.
yalnız
sf. 1. Yanında başkaları bulunmayan: Sokaktaki yalnız çocuk. 2. zf. (ya'lnız) Yanında başkaları olmayarak: "Ömrümde şehir içinde bile yalnız dolaşmaya alışmamış bir adam için bir genç kızın tek başına Avrupa seyahatine çıkışı akıl durdurucu bir şeydi." -Y. K. Karaosmanoğlu. 3. zf. (ya'lnız) Yalnızca: "Kendisini yalnız Bombay'a kadar götürecek tren parası vardı." -F. R. Atay. 4. bağ. Ama: Giderim yalnız arkadaşlarımı isterim. Güzel yalnız biraz renksiz. 5. is. ruh b. Toplumsal ilişkilerden yoksun veya yoksun bırakılan kişi.

"yalnızca" için örnek kullanımlar

Pakete, yalnızca Güney Kıbrıs için geçerli olacak maddeler eklendi.
The pack, which will be valid only for Cyprus added ingredients.
Kaynak: dw.de
Manuel Grafe bu sezon UEFA Avrupa Ligi'nde ise yalnızca bir maç yönetti.
Manuel Grafe only one match in the UEFA Champions League this season directed.
Kaynak: fanatik.com.tr
Hindistan'da dünya evine giren çiftin evliliği yalnızca 14 ay sürmüştü.
The altar, the couple's marriage, which lasted only 14 months in India.
Kaynak: haberedikkat.com
Görselde Real Madrid'den yalnızca Cristiano Ronaldo kullanıldı.
Real Madrid's Cristiano Ronaldo is only used for the visual.
Kaynak: spor.gazetevatan.com
Kıtada yalnızca yıl boyu çalışan araştırma istasyonları, yalnızca yazları çalışan araştırma istasyonları ve eski balina avlama
Kaynak: Antarktika demografisi
Tek oyunculu (İngilizce : singleplayer) video oyunları nda, oturuma yalnızca bir oyuncunun giriş yapabildiği ve oynanışın daha fazlasına
Kaynak: Tek oyunculu oyun
Tektanrıcılık veya monoteizm, yalnızca bir tek tanrının varlığına inanmak ve tek bir tanrıya tapınmak demektir. Monoteizm sözcüğü,
Kaynak: Tektanrıcılık
Bayağı doğan (Falco peregrinus), gökdoğan alaca doğan ya da yalnızca doğan doğangiller (Falconidae) familyasından oldukça yaygın bir
Kaynak: Bayağı doğan
1957 Afrika Uluslar Kupası, Afrika Uluslar Kupası adıyla düzenlenen ilk organizasyondur. Sudan 'da düzenlenen bu turnuvaya yalnızca 4
Kaynak: 1957 Afrika Uluslar Kupası
Panasonic (okunuşu: Panasonik), kurulduğu yıl yalnızca 3 olan çalışan sayısı zamanla 290.000'e kadar çıkan ve şu anda dünya çapında 51,7
Kaynak: Panasonic
Beyaz balina, ak balina, beluga balinası ya da yalnızca beluga (Delphinapterus leucas), balinalar (Cetacea) takımının Monodontidae
Kaynak: Beyaz balina
Amerika Konfedere Devletleri (ya da yalnızca Konfederasyon) ABD 'de 11 güney eyaletinin 1861 'den 1865 'e kadar oluşturduğu devlettir.
Kaynak: Amerika Konfedere Devletleri
Şehir devleti bir bölgenin yalnızca bir şehrin hâkimiyeti altında olmasıdır. Şehir devletleri genellikle daha büyük bir kültürel bölgenin
Kaynak: Şehir devleti
Diyot, yalnızca bir yönde akım geçiren devre elemanıdır. Bir yöndeki direnç leri ihmal edilebilecek kadar küçük, öbür yöndeki dirençleri
Kaynak: Diyot
Råsunda Stadyumu, Råsunda Fotbollstadion, Råsundastadion ya da yalnızca Råsunda, İsveç 'teki ulusal futbol stadyum u. Stokholm 'ün Solna
Kaynak: Råsunda Stadyumu
Endemik, bulunduğu bölgenin ekolojik şartları yüzünden yalnızca belirli bölgede yaşayan/yetişen, dünyanın başka yerinde yaşama/yetişme
Kaynak: Endemik (biyoloji)
Baptistler, Protestan ların çoğuyla aynı temel inançları paylaşan, ama yalnızca inananların vaftiz edilmesi ve vaftizin de suya daldırma
Kaynak: Baptistler
Kötü huylu tümör ler yalnızca bulundukları doku ve organa zarar vermekle kalmazlar, yakınlarındaki organ ve dokulara da yayılabilir ve zarar
Kaynak: Metastaz
Bursa Nilüferspor A.Ş., Bursa ili Nilüfer ilçesinde, yalnızca futbol branşında faaliyet gösteren spor kulübü. Kulüp aslen 1999 yılında
Kaynak: Bursa Nilüferspor

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.