bandaj ne demek?
- 4 sözlük, 4 sonuç.BSTS / Cerrahi Terimleri Sözlüğü
bandaj anlamı İng. bandage
1. Yara sarmaya veya yaraları kapatan ilaçları ve tespit edici tahtaları yerinde tutmaya yarayan kumaş parçası. 2. Bu malzemelerlele yapılan kapatma ve tespit işlemi, sargı.
1. Yara sarmaya veya yaraları kapatan ilaçları ve tespit edici tahtaları yerinde tutmaya yarayan kumaş parçası. 2. Bu malzemelerlele yapılan kapatma ve tespit işlemi, sargı.
Güncel Türkçe Sözlük
bandaj anlamı
is. 1. Sargı ile sarma. 2. Bağ, sargı.
is. 1. Sargı ile sarma. 2. Bağ, sargı.
Türkçe - İngilizce
bandaj anlamı
isim
1) bandage
2) roller bandage
3) swathe
isim
1) bandage
2) roller bandage
3) swathe
Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü
bandaj anlamı Fr.bandage
1. Sargı ile sarma. 2. Bağ, sargı: § "Bir gözü kara bir bandajla örtülü, öbür gözünün ise nereye baktığı bilinmez." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, 90. § "Kitabın üzerine bir bandaj bastırıp iliştirmek istiyorum." -Necip Fazıl Kısakürek, Aynadaki Yalan, 113.
1. Sargı ile sarma. 2. Bağ, sargı: § "Bir gözü kara bir bandajla örtülü, öbür gözünün ise nereye baktığı bilinmez." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, 90. § "Kitabın üzerine bir bandaj bastırıp iliştirmek istiyorum." -Necip Fazıl Kısakürek, Aynadaki Yalan, 113.
bandaj eş anlamlısı
bağ
(I) is. 1. Bir şeyi başka bir şeye veya birçok şeyi topluca birbirine tutturmak için kullanılan ip, sicim, şerit, tel vb. düğümlenebilir nesne: Ayakkabının bağı çözüldü. 2. Sargı: Yaramın bağını değiştireceğim. 3. Bağlam, deste, demet: Beş bağ ekin, iki bağ maydanoz. 4. mec. İlgi, ilişki, rabıta: "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür." -Anayasa. 5. anat. Kemikleri birbirine bağlamaya, iç organları yerinde tutmaya yarayan lif demeti: Eklem bağı, asıcı bağ. 6. den. Bir halat üzerine atılan sağlam, düzgün ve istendiğinde kolayca çözülebilen her türlü düğüm. 7. müz. Nota yazarken yan yana gelen aynı veya farklı değerdeki notaların birbirine bağlanarak çalınacağını belirtmek için yapılan yay biçimindeki işaret.
(I) is. 1. Bir şeyi başka bir şeye veya birçok şeyi topluca birbirine tutturmak için kullanılan ip, sicim, şerit, tel vb. düğümlenebilir nesne: Ayakkabının bağı çözüldü. 2. Sargı: Yaramın bağını değiştireceğim. 3. Bağlam, deste, demet: Beş bağ ekin, iki bağ maydanoz. 4. mec. İlgi, ilişki, rabıta: "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür." -Anayasa. 5. anat. Kemikleri birbirine bağlamaya, iç organları yerinde tutmaya yarayan lif demeti: Eklem bağı, asıcı bağ. 6. den. Bir halat üzerine atılan sağlam, düzgün ve istendiğinde kolayca çözülebilen her türlü düğüm. 7. müz. Nota yazarken yan yana gelen aynı veya farklı değerdeki notaların birbirine bağlanarak çalınacağını belirtmek için yapılan yay biçimindeki işaret.
bağ
(II) is. 1. Üzüm kütüklerinin dikili bulunduğu toprak parçası. 2. Meyve bahçesi: "Kadıköy'den Fenerbahçe'ye kadar olan saha, gözleri okşayan bağlarla örtülüdür." -B. Akyavaş.
(II) is. 1. Üzüm kütüklerinin dikili bulunduğu toprak parçası. 2. Meyve bahçesi: "Kadıköy'den Fenerbahçe'ye kadar olan saha, gözleri okşayan bağlarla örtülüdür." -B. Akyavaş.
"bandaj" için örnek kullanımlar
Tedavi sonrasında dikiş ya da bandaj kullanılmaz.
After the treatment, stitches or bandages used.
Kaynak: haberekspres.com.trKafasına bandaj yapılan Volkan, ambulansla hastaneye kaldırılırken, kaleye İhsan geçti.
Bandage on his head the volcano, to the hospital by ambulance, the castle passed Ihsan.
Kaynak: hurriyet.com.trYoksa oraya yaptığınız bandaj değildir.
Otherwise, there do not bandage.
Kaynak: haberler.comİçeride doktorlarımız bandaj yaptılar.
Inside doctors did bandage.
Kaynak: bursahakimiyet.com.trYakın Kelimeler
(Tahmin etmek için bir harf girin)
