yeşil ne demek?
- 4 sözlük, 6 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
yeşil anlamı
is. 1. Sarı ile mavinin karışmasından ortaya çıkan, bitki yapraklarının çoğunda görülen renk: "Memleket isterim / Gök mavi, dal yeşil / Tarla sarı olsun / Kuşların, çiçeklerin diyarı olsun." -C. S. Tarancı. 2. sf. Bu renkte olan: "Önümüzde yeşil yamaçlar görününce biraz keyiflendik." -H. E. Adıvar. 3. sf. Kurumamış, taze (sebze), kuru karşıtı: Yeşilfasulye. 4. sf. Olmamış, ham (meyve): Yeşil kayısı.
is. 1. Sarı ile mavinin karışmasından ortaya çıkan, bitki yapraklarının çoğunda görülen renk: "Memleket isterim / Gök mavi, dal yeşil / Tarla sarı olsun / Kuşların, çiçeklerin diyarı olsun." -C. S. Tarancı. 2. sf. Bu renkte olan: "Önümüzde yeşil yamaçlar görününce biraz keyiflendik." -H. E. Adıvar. 3. sf. Kurumamış, taze (sebze), kuru karşıtı: Yeşilfasulye. 4. sf. Olmamış, ham (meyve): Yeşil kayısı.
Kişi Adları Sözlüğü
Yeşil anlamı Köken: T.
Cinsiyet: Erkek
1. San ile mavinin karışımından oluşan, çoğu bitki yapraklarında görülen renk. 2. Genç, taze.Cinsiyet: Kız
1. Sarı ile mavinin karışmasından oluşan, çoğu bitki yapraklarında görülen renk. 2. Genç, taze.
Cinsiyet: Erkek
1. San ile mavinin karışımından oluşan, çoğu bitki yapraklarında görülen renk. 2. Genç, taze.Cinsiyet: Kız
1. Sarı ile mavinin karışmasından oluşan, çoğu bitki yapraklarında görülen renk. 2. Genç, taze.
Türkçe - İngilizce
yeşil anlamı
isim
1) green
sıfat
1) green
2) verdant
isim
1) green
sıfat
1) green
2) verdant
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
yeşil anlamı
Koyu al (at rengi için).
Koyu al (at rengi için).
*Eğridir köyleri -Isparta
Çiftlik -Ankara
Köşker -Kırşehir
*Ermenek -Konya
*Mut ve köyleri -İçel
yeşil anlamı
Genç, gür.
Genç, gür.
-Samsun
yeşil anlamı
Yeşil başlı yabanördeği
Yeşil başlı yabanördeği
-Manisa
*Erciş -Van
*Milas -Muğla
yeşil zıt anlamlısı
kuru
sf. 1. Suyu, nemi olmayan, yaş ve nemli karşıtı: "Yanakları kuruydu fakat gözleri tamamıyla siyah yaştı." -H. E. Adıvar. 2. Yağış almayan veya üzerinde bitki olmayan: Kuru çöl. Kuru tepeler. 3. Daha sonra kullanılmak için kurutulmuş, taze ve yeşil karşıtı: "Evlerin önlerine kuru meşe dallarıyla örtülü çardaklar yapmışlar." -R. H. Karay. 4. Canlılığını yitirmiş (bitki): "Çiçek açmaz kuru bir ağaç, ötmeyi unutmuş bir kuş mu oldum?" -H. E. Adıvar. 5. mec. Zayıf, çelimsiz, arık, sıska, kaknem: "Kara, kuru, kibirli, kazık gibi bir kadın!" -H. E. Adıvar. 6. Salgısı olmayan: Kuru öksürük. Kuru egzama. 7. Döşenmemiş, çıplak: Kuru tahtaya oturma! 8. Katıksız, yanında başka şey olmayan (yiyecek): Kuru çayla karın doyar mı? 9. Etkisi ve sonucu olmayan: "Şahsına topluluğun isteğini emanet edenler boş bir riya, kuru bir şeref olsun diye laf etmediler." -R. E. Ünaydın. 10. mec. Heyecanı, tadı olmayan, tekdüze: Kuru, zevksiz bir hayat. 11. mec. Akıcı olmayan, duygudan yoksun: Kuru bir anlatım. 12. is. Kuru fasulye.
sf. 1. Suyu, nemi olmayan, yaş ve nemli karşıtı: "Yanakları kuruydu fakat gözleri tamamıyla siyah yaştı." -H. E. Adıvar. 2. Yağış almayan veya üzerinde bitki olmayan: Kuru çöl. Kuru tepeler. 3. Daha sonra kullanılmak için kurutulmuş, taze ve yeşil karşıtı: "Evlerin önlerine kuru meşe dallarıyla örtülü çardaklar yapmışlar." -R. H. Karay. 4. Canlılığını yitirmiş (bitki): "Çiçek açmaz kuru bir ağaç, ötmeyi unutmuş bir kuş mu oldum?" -H. E. Adıvar. 5. mec. Zayıf, çelimsiz, arık, sıska, kaknem: "Kara, kuru, kibirli, kazık gibi bir kadın!" -H. E. Adıvar. 6. Salgısı olmayan: Kuru öksürük. Kuru egzama. 7. Döşenmemiş, çıplak: Kuru tahtaya oturma! 8. Katıksız, yanında başka şey olmayan (yiyecek): Kuru çayla karın doyar mı? 9. Etkisi ve sonucu olmayan: "Şahsına topluluğun isteğini emanet edenler boş bir riya, kuru bir şeref olsun diye laf etmediler." -R. E. Ünaydın. 10. mec. Heyecanı, tadı olmayan, tekdüze: Kuru, zevksiz bir hayat. 11. mec. Akıcı olmayan, duygudan yoksun: Kuru bir anlatım. 12. is. Kuru fasulye.
"yeşil" için örnek kullanımlar
FB Viktoria Plzen maçının morali ile yeşil sahaya çıkacak.
Viktoria Plzen match the pitch will be green with FB morale.
Kaynak: spothaber.comBu işin güzel tarafı bu rekabet, dostluk ama bütün mücadele yeşil sahada olacak.
This is the beauty of the work of this competition, friendship, but all will have to fight the green field.
Kaynak: spor.gazetevatan.comGençlerbirliği önünde dürtemedikleri top, sanki kayıyordu yeşil çimler üzerinde.
Chelsea dürtemedikleri in front of the ball, it was slipping on the green grass.
Kaynak: medyaspor.comTürkiye 'de bordo , yeşil ve gri pasaportlar İl Emniyet Müdürlükleri tarafından verilirken, siyah pasaport verme yetkisi Dışişleri
Kaynak: Pasaport
Kaynak: Pasaport
Yeşil kaplumbağa ya da yeşil deniz kaplumbağası (Chelonia mydas), Chelonia cins i içindeki tek tür olan bir deniz kaplumbağası dır.
Kaynak: Yeşil kaplumbağa
Kaynak: Yeşil kaplumbağa
En çok puanı toplayan bisikletçi yeşil mayoyu sırtına geçirir. Yeşil mayoyu kazanmak isteyen bisikletçilerin, zorlu dağ etaplarında
Kaynak: Yeşil mayo
Kaynak: Yeşil mayo
Yeşil algler ya da Chlorophyta (Yunan ca "Chloros" yeşil), tek hücreli ya da koloni oluşturan ya da çok hücreli türleri kapsayan bitkiler
Kaynak: Yeşil algler
Kaynak: Yeşil algler
Yeşil çay, Camellia sinensis yapraklarından elde edilen çay. yeşil çay ise yaprakların toplanır toplanmaz kavrulup hızla kurutulması ile
Kaynak: Yeşil çay
Kaynak: Yeşil çay
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
