Kafa
yormak istemesek bile bize öyle anlatılıyor.
Even if you never told us to chew it.
Kaynak: dha.com.trPas yaparak, hatta pas ritmini yükselterek rakibi koşturmak,
yormak, bıktırmak mümkündü.
By rust, and even pass rush to beat the opponent raising, poop, pall possible.
Kaynak: spor.haberturk.comİki devre arasındaki farka kafa
yormak lazım.
The difference between the two circuits need to chew.
Kaynak: mackolik.comSanatla uğraşmak sadece TV oyunculuğu yapmak demek değil, bir şeylere kafa
yormak, dert edinmektir.
TV actor does not mean only to deal with art, something to chew, get trouble.
Kaynak: radikal.com.trOldukça sorunlu bir kavramdır zira bu kavram üzerine kafa
yormak için, müelliflik, orijinal, sahiplik üzerine de kafa
yormak gerekmektedir
Kaynak: Temellükyaşındaki Joshua Seigl, bekâr bir erkek olarak çok değer verdiği bağımsızlığından ödün vermesini elden giden sağlığına
yormak zorunda kalır.
Kaynak: Dövmeli Kız (kitap)"Yom tutmak" deyimi ise "hayıra
yormak, uğurlu saymak" demektir ve yom kelimesinin halk dilinde "iyi haber" gibi manaları da vardır
Kaynak: YomBizdedir :: Erlik midir eri
yormak: Irak yoldan haber sormak: Cennetteki ol dört ırmak: Coşkun akan sel bizdedir: Âdem vardır cismi semiz:
Kaynak: Tapuğkulağına bakarak ahlakını, iyilik ve kötülüğünü anlamak, düş
yormak, kuşların uçuşundan, yıldızların duruşundan olacağı şeyleri bilmek,
Kaynak: Cahiliye Dönemi