yöneltmek ne demek?
- 5 sözlük, 5 sonuç.BSTS / Gökbilim Terimleri Sözlüğü
yöneltmek anlamı İng. orientate Osm. tevcih etmek Alm. orientieren Fr.orienter
Yöneltme eylemi.
Yöneltme eylemi.
BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
yöneltmek anlamı Osm. tevcih etmek Fr. orienter
(matematik)
(matematik)
Güncel Türkçe Sözlük
yöneltmek anlamı
(-i, -e) 1. Bir şeye belli bir yön vermek, yönelmesini sağlamak, çevirmek, tevcih etmek. 2. Birine veya bir şeye doğru bakmak: Bakışlarını ona yöneltti. 3. Birine bir şey söylemek, tevcih etmek: "Yine ünlü kişiler çeşitli konularda konuşur, ardından dinleyiciler onlara sorular yöneltirlerdi." -H. Taner.
(-i, -e) 1. Bir şeye belli bir yön vermek, yönelmesini sağlamak, çevirmek, tevcih etmek. 2. Birine veya bir şeye doğru bakmak: Bakışlarını ona yöneltti. 3. Birine bir şey söylemek, tevcih etmek: "Yine ünlü kişiler çeşitli konularda konuşur, ardından dinleyiciler onlara sorular yöneltirlerdi." -H. Taner.
Tarama Sözlüğü
yöneltmek anlamı
Tevcih etmek, çevirmek.
Tevcih etmek, çevirmek.
Türkçe - İngilizce
yöneltmek anlamı
fiil
1) direct
2) impel
3) aim
4) orientate
5) start
6) orient
7) turn
8) destine
9) level
fiil
1) direct
2) impel
3) aim
4) orientate
5) start
6) orient
7) turn
8) destine
9) level
yöneltmek eş anlamlısı
çevirmek
(-i) 1. Bir şeyin yönünü değiştirmek: "Nefes nefese koşan anneme, başını çevirmeden cevap verdi." -Y. Z. Ortaç. 2. Öteki yüzünü görünür duruma getirmek: "Sermet defterinin yapraklarını çeviriyordu." -Ö. Seyfettin. 3. Döndürerek hareket ettirmek: "Resimleri albüme yapıştırırken kocası da radyonun düğmesini çevirdi." -S. F. Abasıyanık. 4. Yönetmek, idare etmek: "Eteği belinde, bütün evi o çeviriyor." -H. Taner. 5. Durdurmak: Taksi çevirmek. 6. Yolundan alıkoymak, yoldan döndürmek: Arkadaşı bizi çevirip evine götürdü. 7. Geri göndermek: Kendisine yollanan parayı çevirmiş. 8. Bir giyeceği söküp iç yüzünü dışa getirmek. 9. Çevrilemek, tevil etmek: Sözü işine geldiği gibi çevirdi. 10. (-den) Çeviri yapmak: "Romanlar, hikâyeler yazar; yahut Fransızcadan çevirirmiş." -M. Ş. Esendal. 11. (-i, -le) Bir yerin çevresini bir şeyle sarmak, kuşatmak: Bağı duvarla çevirmek. 12. (-i, -e) Bir durumdan başka duruma getirmek, dönüştürmek: Evlerini otele çevirdiler. 13. (-den, -e) Bir durumdan başka duruma geçmek. 14. (nsz) Kâğıt oyunu oynamak. 15. (nsz) mec. Hile, dolap, dalavere vb. dürüst olmayan davranışlar ortaya koymak: "Bendenize şikâyetlerin yapılmaması, iş çevirmek isteyenlerin muvaffak olamayacaklarını bilmeleri neticesidir." -Atatürk. 16. (-i, -e) mec. Kötü bir duruma getirmek: Adamı maskaraya çevirmek.
(-i) 1. Bir şeyin yönünü değiştirmek: "Nefes nefese koşan anneme, başını çevirmeden cevap verdi." -Y. Z. Ortaç. 2. Öteki yüzünü görünür duruma getirmek: "Sermet defterinin yapraklarını çeviriyordu." -Ö. Seyfettin. 3. Döndürerek hareket ettirmek: "Resimleri albüme yapıştırırken kocası da radyonun düğmesini çevirdi." -S. F. Abasıyanık. 4. Yönetmek, idare etmek: "Eteği belinde, bütün evi o çeviriyor." -H. Taner. 5. Durdurmak: Taksi çevirmek. 6. Yolundan alıkoymak, yoldan döndürmek: Arkadaşı bizi çevirip evine götürdü. 7. Geri göndermek: Kendisine yollanan parayı çevirmiş. 8. Bir giyeceği söküp iç yüzünü dışa getirmek. 9. Çevrilemek, tevil etmek: Sözü işine geldiği gibi çevirdi. 10. (-den) Çeviri yapmak: "Romanlar, hikâyeler yazar; yahut Fransızcadan çevirirmiş." -M. Ş. Esendal. 11. (-i, -le) Bir yerin çevresini bir şeyle sarmak, kuşatmak: Bağı duvarla çevirmek. 12. (-i, -e) Bir durumdan başka duruma getirmek, dönüştürmek: Evlerini otele çevirdiler. 13. (-den, -e) Bir durumdan başka duruma geçmek. 14. (nsz) Kâğıt oyunu oynamak. 15. (nsz) mec. Hile, dolap, dalavere vb. dürüst olmayan davranışlar ortaya koymak: "Bendenize şikâyetlerin yapılmaması, iş çevirmek isteyenlerin muvaffak olamayacaklarını bilmeleri neticesidir." -Atatürk. 16. (-i, -e) mec. Kötü bir duruma getirmek: Adamı maskaraya çevirmek.
tevcih etmek
1) yöneltmek, çevirmek: "Bana söz bile tevcih etmedi." -B. Felek. 2) aşama, makam, mevki vermek, terfi ettirmek.
1) yöneltmek, çevirmek: "Bana söz bile tevcih etmedi." -B. Felek. 2) aşama, makam, mevki vermek, terfi ettirmek.
"yöneltmek" için örnek kullanımlar
Geçen yıl yapılan belgesel filmde kadınlara soru yöneten kadınlar, bu kez erkeklere soru yöneltmek istedi.
Women, women in management in question last year's documentary film, this time the men wanted to ask a question.
Kaynak: haber.stargazete.comAdobe'un tüm bu çabalarındaki ana hedefin kullanıcıları Creative Cloud'a yöneltmek olduğunu söylemek mümkün.
Adobe Creative Cloud to direct all efforts possible to say that the main target users.
Kaynak: techno-labs.comDayanıklı tüketim mallarında enerji tasarrufu sağlayan cihazlara toplumu yöneltmek için nasıl bir formül düşünülüyor?
Durable consumer goods, energy-saving devices is considered a formula on how to impel society?
Kaynak: ekonomi.milliyet.com.trBu çok tehlikeli nedenlerden dolayı, Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı olarak size, çok kısa üç soru yöneltmek istiyoruz.
This is very dangerous, for the reasons you as the President of the Republic of Turkey, a very short three want to ask a question.
Kaynak: hurriyet.com.trReklam "insanları gönüllü olarak belli bir davranışta bulunmaya ikna etmek, belirli bir düşünceye yöneltmek, dikkatlerini bir ürüne hizmete
Kaynak: Reklam
Kaynak: Reklam
Öğrencileri araştırmaya yöneltmek, bilimsel ve teknoloji k gelişmeler ile yeni buluşlara ilgi duyanların çalışacakları ortamı ve
Kaynak: Tunceli Fen Lisesi
Kaynak: Tunceli Fen Lisesi
gelişmeleri izleyerek lisansüstü çalışma ve projelere yön vermek, öğrencileri güncel konularda ileri araştırmalara yöneltmek amacıyla kurulmuştur.
Kaynak: Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
Kaynak: Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
gelişmeleri izleyerek lisansüstü çalışma ve projelere yön vermek, öğrencileri güncel konularda ileri araştırmalara yöneltmek amacıyla kurulmuştur.
Kaynak: Kastamonu Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
Kaynak: Kastamonu Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
Müdafi, savunmasını üstlendiği kişiyi, sözlü veya yazılı savunmak, soru yöneltmek, soruşturmanın genişletilmesini ve keşif yapılmasını
Kaynak: Müdafi
Kaynak: Müdafi
kaynakları İspanya'nın kara ve demir yolları ile öteki altyapı tesislerinin yenilenmesine ve büyüme hızının yükseltilmesine yöneltmek oldu.
Kaynak: Felipe González
Kaynak: Felipe González
sorularını sormasına fırsat tanımadan bir dörtlük şeklinde başka sorular yöneltmek suretiyle yanıt verdi. Şeyh İshâk kendisini, sualin ve
Kaynak: Alevilik
Kaynak: Alevilik
para almazlar; fakat beylerden ve diğer memurlardan tevcih (yöneltmek) hakkı ile korsanların aldıkları ganimetlerden hisse alırlar,
Kaynak: Dayılar
Kaynak: Dayılar
İlkokulu bitiren çocukların teknik becerilerinin belirlenmesi ve daha ileri sınıflara (özellikle sanat okullarına) yöneltmek için geliştirilmiştir.
Kaynak: Zekâ seviyesi
Kaynak: Zekâ seviyesi
Kültür: Birlige yönelmek ve yöneltmek, 7. Gercegi gizlememek, 8. Manayi bilmek, 9. Tanrisal sirri ögrenmek ve 10. Tanrisal varliga ulasmak
Kaynak: Kabazlı, Salihli
Kaynak: Kabazlı, Salihli
Bir dış düşmanın saldırısını yoketmek için halkı silahlandırmak, onun üzerine yöneltmek ve ona karşı halkı yürütmek kolaydır.
Kaynak: İkinci Grup
Kaynak: İkinci Grup
Haçlılık hevesi kendini göstermişti. Bizans Imparatoru V. Yannis Palaiologos Hristiyanları birleştirip doğuya yöneltmek için İtalya'ya gitmişti.
Kaynak: Zeyneddin Şaban
Kaynak: Zeyneddin Şaban
Öğrencileri araştırmaya yöneltmek, bilimsel ve teknolojik gelişmeler ile yeni buluşlara ilgi duyanların çalışacakları ortamı ve koşulları
Kaynak: Malatya Fen Lisesi
Kaynak: Malatya Fen Lisesi
Marifet Kapısının makamları : Birliğe yönelmek ve yöneltmek, Gerceği gizlememek, Manayı bilmek, Tanrısal sırrı öğrenmek ve. Tanrısal varlığa
Kaynak: Dört Kapı Kırk Makam
Kaynak: Dört Kapı Kırk Makam
Felsefe ve Mantık derslerine yöneltmek istediğini belirttiğinden Felsefe Tarihi kürsüsüne yurt dışından iki aday öğretim üyesi önerilmiştir.
Kaynak: Ernst von Aster
Kaynak: Ernst von Aster
kabiliyetlerini ulusal ve inkılâpçı amaçlara yöneltmek, yurt müdafaası amaçlarını geliştirmek, beden terbiyesi ve spor yapmasını temin etmekti.
Kaynak: Mersin İdman Yurdu
Kaynak: Mersin İdman Yurdu
Dua, namaz, oruç bireyin kendi sorumluğundadır; temel amacı yaşamı konusunda onu meditasyona yöneltmek, karakterini düzeltmesinde yol
Kaynak: Bahailik
Kaynak: Bahailik
İnsanları, modern dünyayı etkileyebilecek sorunlar üzerinde düşünmeye yöneltmek istemiştir. Ekonomik Ütopya bu eserde genellikle Dünya'yı
Kaynak: Ütopya
Kaynak: Ütopya
İlkokulu bitiren çocukların teknik becerilerinin belirlenmesi ve daha ileri sınıflara (özellikle sanat okullarına) yöneltmek için geliştirilmiştir.
Kaynak: IQ
Kaynak: IQ
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
