alçalma is. 1. Alçalmak işi, inme. 2.
mec. Düşkünlük, zül. 3.
coğ. Toprağın çöküp oturması. 4.
coğ. Gelgitte denizin alçalması, cezir.
düşkünlük is. 1. Düşkün olma durumu, iptila:
"Alçak gönüllü bir aydın. Hiç gösteriş düşkünlüğü yok." -N. Cumalı. 2. Çoğu kez bünyeye bağlı sürekli ve aşırı güçsüzlük. 3. Rezillik, insana yakışmayan hayat biçimi:
"Şerefiyle, askerce ölüvermiş olsaydı bu düşkünlüğü görmeyecekti." -R. H. Karay. 4. Paraca sıkıntıda olma, gözden düşme:
"Fakat hanımlık kısa sürdü; devlet düşkünlüğü kolay değil. Ben de olsam somurturum." -R. N. Güntekin.