Şunu açık
yüreklilikle söyleyebilirim; taktiksel donanımı çok fazla.
I can tell you honestly, a lot of tactical equipment.
Kaynak: olay.com.trBu bir gerçek ve ben bunu açık
yüreklilikle söylüyorum.
This is a fact, and I'm telling you openly.
Kaynak: habergazete.comBu bir gerçek bunu açık
yüreklilikle söylüyorum.
This is a true saying it openly.
Kaynak: haber.stargazete.comBunu açık
yüreklilikle söylüyorum.
I'm telling you openly.
Kaynak: sabah.com.trRomantik komedi filmi, gerçek aşk gibi romantik ideallerin merkezi açık
yüreklilikle, mizahi bir komplo şeklinde filmlerde belirterek çoğu
Kaynak: Romantik komedi filmiAllah'a karşı olan hislerini çok sâmîmi ve açık
yüreklilikle dile getirmesinden dolayı "Beyâzıd" tarihte ilk kez "Sarhôş Sûfî" lâkabı ile
Kaynak: Bayezid-ı BistamiBu arada Willow açık
yüreklilikle sarf ettiği 6 yıl boyunca geri planda savaşma sonunda ilk defa avcı olma şansını yakaladığını söylemesi
Kaynak: Two to GoHerkesin bir sesi ve bir düşüncesi var, o da ne düşündüğünüzü açık
yüreklilikle duymak istiyor—iyi, kötü ya da her neyse. ...
Kaynak: My Beautiful Dark Twisted Fantasy