korkusuz sf. 1. Korkusu olmayan, yürekli, gözü pek, pervasız:
"Korkak bir adam değilim gibi geliyor bana. Ancak, en korkusuzların bile korktukları bir şey vardır sanırım." -N. Hikmet. 2. Korku vermeyen, tehlikesiz.
yiğitlik is. Yiğit olma durumu, yiğitçe davranış, yüreklilik, cesaret:
"Türk yiğitliği destanları, kendilerine layık olacağı kadar yazılabilmiş değildir." -A. Ş. Hisar.
yürekli sf. Tehlikeyi korkusuzca karşılayan, hiçbir şeyden korkusu olmayan, gözü pek, babayiğit, koçak, cesaretli, cesur, cüretli, cüretkâr:
"Fakat onlar da aralarında hiçbir delikanlıyı ona eş olabilecek kadar yürekli bulmuyorlardı." -H. E. Adıvar.