Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

baston ne demek?

 - 4 sözlük, 6 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

baston anlamı
is. 1. Yürürken dayanmaya yarayan, ağaç veya metalden yapılan araç: "İsmet yengemin topal babası bastonunu yere vurdu." -T. Dursun K. 2. den. Geminin baş tarafındaki yatık direğin dışarıya doğru uzanan parçası: "Gemi bastonunun Altında dalga kalabalığı birikip kabarıyordu." -Halikarnas Balıkçısı.

Türkçe - İngilizce

baston anlamı
isim
1) walking stick
2) stick
3) staff
4) rod

Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü

baston anlamı İt..bastone
1. Yürürken dayanmaya yarayan ağaç veya metalden yapılan araç:§ "Bade't-taâm işçi kızlar fabrikalarına dağıldıkları gibi Mustafa Kamerüddin dahi bastonunu alarak dışarıya çıktı." -Ahmet Midhat Efendi, Demir Bey Yahut İnkişâf-ı Esrar, 401. § "Fildişi baston bütün bir haşmet ve debdebe içinde..." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Mahur Beste, 133. § "Bastonunu kaldırdı. Kedi kımıldamıyor, kaçacak." -Sami Paşazade Sezai, Bütün Eserleri I, 111. § "Elinde bastonuyla oturan sarsak bir ihtiyardır." -Reşat Nuri Güntekin, Yaprak Dökümü, 39. § "Lami fesini giydi, bastonunu alıp geldi." -Peyami Safa, Canan, 16. § "Ellerinden şapkalarını ve bastonlarını aldı." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 77. § "Ve bastonuyla, ilk kuru yaprakları kurcalayarak…" -Ruşen Eşref Ünaydın, Diyorlar Ki, 228. § "Sen de tozlukları, dürbünü, bastonu almayı unutma haa!.." -Adalet Ağaoğlu, Toplu Oyunlar-Çok Uzak Fazla Yakın, 476. § "İnsanı baston yutmuşa döndürüyor." -Ahmet Rasim, Muharrir Bu Ya, 269. § "Renk renk maşlahlı hanımlar, faytonlar, köşk landonları, şık, çoğu burundan takma altın gözlüklü ve bastonlu beyler yukarı aşağı gidip geliyordu." -Nazım Hikmet Ran, Kan Konuşmaz, 77. § "… yaşlıca bir adam, sanki bütün yorgunluğunu bastonun üzerine yıkmıştı." -Yavuz Bülent Bakiler, Üsküp'ten Kosova'ya, 61. § "Giderken taşlıktaki duvar çivileri asıl palto, baston, şemsiye gibi şeyleri toparlamayı ihmal etmediler. "-Necip Fazıl Kısakürek, O ve Ben, 29. § "… baston yutmuşa benzerim." -Elif Şafak, Mahrem, 19. § "Mutfağa giderken çok sık yapmadığı hâlde bastonuna dayanarak yürüdü Beyaz Hala." -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 175. § "Bastonuna dayanmış, öyle dikliyordu." -Orhan Pamuk, Sessiz Ev, 5. § "- İnsan bir bastona da tutulabilir yüksek topuklu bir iskarpine de ." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 325. 2. Geminin baş tarafındaki yatık direğin dışarıya doğru uzanan parçası.

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

baston anlamı
Sandal, motor ve gemilerin baş tarafında ucu denize doğru uzanan ağaç.

-Çanakkale
*Perşembe, *Fatsa, *Ünye -Ordu
Düzköy *Keşap, *Tirebolu -Giresun
-Rize ve köyleri
*Anamur -İçel
*Marmaris -Muğla

baston anlamı
Bostan, hıyar, kavun, karpuz.

*Kilis -Gaziantep
-Maraş

baston anlamı
Francala: Fırından somun değil baston al.

*Tirebolu -Giresun

"baston" için örnek kullanımlar

Eşim de el emeği göz nuru yaptığı baston ve tespihleri hediye etti.
My wife also gave handcraft his cane and a rosary.
Kaynak: haber7.com
Japonya'nın teknoloji devlerinden Fujitsu, akıllı baston üretti.
Japanese technology giant Fujitsu, smart cane produced.
Kaynak: stargundem.com
Dik yokuştan çıkarken yol başındaki dükkânlardan 3 TL'ye baston kiralayın.
While the steep hill at the beginning of the road shops rent 3 TL cane.
Kaynak: hurriyet.com.tr
Birbirlerine baston oldular, birbirlerini ayağa kaldırdılar.
They were a cane, lifted each other up.
Kaynak: radikal.com.tr
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.