baskın is. 1. Suç işlediği veya suçluların bulunduğu sanılan bir yere ansızın girme. 2. Kısa süreli, beklenmedik saldırı:
"Bu dört kişi güç bela baskından kurtulup bana sığınmış." -R. H. Karay. 3. Su basması, sel. 4. Ansızın çıkagelme. 5.
sf. Sertlik, zorluk bakımından üstün:
"Belli bir şey ki bu genç ikisinden de baskın, çekemiyorlar." -H. Taner. 6.
sf. Benzerleri arasında güç ve önem bakımından başta gelen, hâkim, dominant.