It is difficult to regard some
bawdy drunk and see them as sick and powerless.
Bazı bawdy sarhoş görüyorlar ve hasta ve güçsüz olarak görmek zordur.
Kaynak: guardian.co.ukHuffman plays a tough,
bawdy burlesque performer who has seen it all over the years.
Huffman tüm yıllar boyunca gördü sert, müstehcen gülünç icracı oynar.
Kaynak: broadway.comAt times, Jindal swayed from his conservative image with some slightly
bawdy material.
Zaman zaman, Jindal bazı biraz müstehcen malzeme ile onun muhafazakar görüntü sallandı.
Kaynak: nola.comAcross from the bar was a big,
bawdy painting of a woman dressed in nothing but a mask.
Bardan karşısında, ancak bir maske şey giymiş bir kadının büyük bir, müstehcen resim oldu.
Kaynak: news-leader.com