and that joint was also
bereft of someone to bring the food to your table.
ve bu ortak da masaya yiyecek getirmek için birini yoksun idi.
Kaynak: dailyrecord.co.ukThe flag carrier is deeply mired in debt,
bereft of a positive outlook.
Bayrak taşıyıcı derinden olumlu bir görünüm yoksun, borç batağına saplanmış edilir.
Kaynak: centreforaviation.comMr McDonald's family said they were left utterly
bereft by the news.
Bay McDonald ailesi tarafından haber tamamen yoksun kalmıştı dedi.
Kaynak: bbc.co.ukNo one promised you a life
bereft of embarrassment or comfort.
Kimse seni utanç ya da konfor yoksun bir hayat verdi.
Kaynak: detroit.cbslocal.com