Now, it seems, this misguided philosophy has
bled into birthday parties.
Şimdi, öyle görünüyor ki, bu yanlış felsefe doğum günü partileri içine kanadı vardır.
Kaynak: huffingtonpost.comHe said neither the scratches in the face or the neck would have
bled.
O yüz ya da boyun ne çizikler kanadık söyledi.
Kaynak: heraldsun.com.auPatient
bled to death at hospital where cuts 'put lives at risk'.
Keser 'hayatları riske atıyorum' nereye Hasta hastanede kan kaybından öldü.
Kaynak: telegraph.co.ukThe suspect ran off through an alleyway onto Lincoln Avenue, as he
bled profusely.
O bolca kanadı gibi şüpheli, Lincoln Avenue üzerine bir alleyway geçer kaçtı.
Kaynak: newyork.cbslocal.comEarly the next morning, the chief surgeon
bled the patient another 10 ounces (285 ml); during the next 14 hours, he was
bled five more
Kaynak: Bloodletting