How dare people
criticise a parent for doing what's best for their child?
Nasıl insanlar kendi çocukları için en iyi olanı yapmak için bir ebeveyn eleştirmeye cüret edersin?
Kaynak: telegraph.co.ukI wouldn't choose to
criticise her in a fit, so don't
criticise me.
Ben bir uyum onu eleştirmek için seçsin değil, bu yüzden beni eleştirmek değil.
Kaynak: bordermail.com.auInflicting irreparable losses: local auto makers
criticise CCP's role.
Onarılamaz kayıplara: yerel otomobil üreticileri ÇKP'nin rolünü eleştiriyorlar.
Kaynak: brecorder.comArsenal boss Wenger refuses to
criticise players after derby defeat.
Arsenal patronu Wenger derbi yenilgisinden sonra oyuncuları eleştirmek reddediyor.
Kaynak: tribalfootball.comHistorian Gao Mobo went as far as to
criticise such attitudes, suggesting that “from the perspectives of the rural residents, the educated
Kaynak: Cultural RevolutionGreen-Fascism is the jargon used mainly by Turkish Kemalist intellectuals and political writers to define and
criticise theocratic Islam
Kaynak: Green-Fascism