Selbst seemed to be in every pot for a while, and her stack fluctuated a lot but never to a
critical point.
Selbst bir süre için her pot gibi görünüyordu ve onun yığını ama asla kritik bir noktaya çok dalgalı.
Kaynak: pokernews.comMany of us are fortunate enough to remember a special teacher or two who made a difference at a
critical point in our education.
Birçoğumuz bizim eğitim kritik bir noktada bir fark yapılmış özel bir öğretmen ya da iki hatırlamak için şanslı.
Kaynak: rockymounttelegram.comAnd then it reaches a
critical point, and at this point we have a tendency that reverses, that seems to go back again to slow folding.
Ve o zaman kritik bir noktaya ulaşır ve bu noktada biz katlanabilir yavaş tekrar gitmek gibi görünüyor tersine bir eğilim var.
Kaynak: sciencedaily.comDR K: That's a
critical point, because, the point of demonstrating there was inflammation on the biopsies was so that you could then justify treating them.
DR K: kritik bir nokta, çünkü gösterilmesi noktası vardır biyopsilerde iltihap vardı sonra bunları tedavi haklı öyle ki oldu.
Kaynak: ageofautism.com