She believes that such a turn of phrase is sufficient to
debar Hagel from high office.
O cümlenin böyle bir dönüş yüksek ofis yasaklamayı Hagel için yeterli olduğuna inanmaktadır.
Kaynak: middleeastmonitor.comConviction and arrest would
debar Nasheed from contesting the presidential poll in September.
Conviction ve tutuklama Eylül ayında cumhurbaşkanlığı seçimlerinde itiraz gelen İlahi menetmek olacaktır.
Kaynak: deccanherald.comComelec asked to
debar six political dynasts.
Comelec yasaklama altı siyasi hanedanlar istedi.
Kaynak: philstar.comA senior executive of an exchange said the regulator should not
debar new exchanges, as Sebi had done.
Bir değişimin bir üst düzey yönetici Sebi yaptığı gibi regülatör, yeni borsalar yasaklama gerektiğini söyledi.
Kaynak: business-standard.comLo-
debar was a town in the Old Testament in Gilead not far from Mahanaim , north of the Jabbok (2 | Samuel | 9:4-5) in ancient Israel .
Kaynak: Lo-debar