Further, by dividing the teachers into various cadres it has also compromised the dignity and tried to
disunite the teachers.
Ayrıca, çeşitli kadrolar haline öğretmenler bölerek aynı zamanda haysiyet tehlikeye ve öğretmenler bölmeye çalıştı.
Kaynak: dailypioneer.comOne view is that a unitary system guarantees national unity while a federal one is seen as a sure way to
disunite South Sudan.
Bir görüşe göre federal bir Güney Sudan ayrılmak için emin bir yol olarak görülüyor ise üniter bir sistem ulusal birlik garanti etmesidir.
Kaynak: sudantribune.comIn the past, he said there had been several attempt by some interest group to
disunite the Sultanate of Sulu by crowning sultans left and right.
Geçmişte, sol ve sağ taçlandıran sultanlar tarafından Sulu Saltanatın bölmeye bazı çıkar grubu tarafından birkaç girişimi olmuştu dedi.
Kaynak: zamboangatoday.phresearch on life's biological image and its functional aspects, searching for cross-references which unite and
disunite art and life sciences .
Kaynak: Pietro Antonio Bernabei