baz ne demek?
- 9 sözlük, 17 sonuç.BSTS / Biyokimya Terimleri Sözlüğü
baz anlamı İng. base
1. Herhangi bir şeyin temeli veya en küçük parçası, bileşiğin ana maddesi. 2. Kimyada tuzun asit olmayan kısmı veya tuzların oluşumu için asitlerle birleşmiş madde veya bir çözeltide hidrojen iyonu (proton) alan madde.
1. Herhangi bir şeyin temeli veya en küçük parçası, bileşiğin ana maddesi. 2. Kimyada tuzun asit olmayan kısmı veya tuzların oluşumu için asitlerle birleşmiş madde veya bir çözeltide hidrojen iyonu (proton) alan madde.
BSTS / Kimya Terimleri Sözlüğü
baz anlamı İng. base, alkali Osm. kalevi Alm.Base, alkali Fr. base, alcali
Suda çözündüğünde hidroksil yükünü OH¯ veren kimyasal özdek. (Asitlerle bileşip tuz oluşturur, pH ölçeğinde 7-14 arasında değer gösterirler.) 2- (Bronsted) Proton alma yatkınlığı olan kimyasal bileşik. 3 - (Lewis) Ortaklanmamış elektron çifti ya da çiftlerini vermeye yatkın olan kimyasal özdek.
Suda çözündüğünde hidroksil yükünü OH¯ veren kimyasal özdek. (Asitlerle bileşip tuz oluşturur, pH ölçeğinde 7-14 arasında değer gösterirler.) 2- (Bronsted) Proton alma yatkınlığı olan kimyasal bileşik. 3 - (Lewis) Ortaklanmamış elektron çifti ya da çiftlerini vermeye yatkın olan kimyasal özdek.
BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
baz anlamı
bakınız» taban(geometride).
bakınız» taban(geometride).
baz anlamı Osm. esas Fr. base
(kimya)
(kimya)
BSTS / Su Ürünleri Terimleri Sözlüğü
baz anlamı İng. base
Suda çözünebilen, çözelti içinde iken orTama hidroksil iyonları veren, pH değerleri 7'nin üzerinde olan ve asitlerle tepkimeye giderek tuz oluşturan maddeler.
Suda çözünebilen, çözelti içinde iken orTama hidroksil iyonları veren, pH değerleri 7'nin üzerinde olan ve asitlerle tepkimeye giderek tuz oluşturan maddeler.
Divanü Lügati't-Türk
baz anlamı
yat, yabancı, garip
yat, yabancı, garip
baz anlamı
yabancı
yabancı
Güncel Türkçe Sözlük
baz anlamı
sf. 1. Temel: Baz fiyat. 2. is. kim. Bir asitle birleştiğinde bir tuz oluşturan madde.
sf. 1. Temel: Baz fiyat. 2. is. kim. Bir asitle birleştiğinde bir tuz oluşturan madde.
Kimya Terimleri Sözlüğü
baz anlamı İng. base, alkali Osm. kalevi Alm.Base, Alkali Fr. base, alcali
1.Suda çözündüğünde OH veren madde. 2. Bronsted' e göre proton almaya yatkınlığı olan kimyasal bileşik . 3. Lewis' e göre ortaklanmamış elektron çifti ya da çiftleri verme yatkınlığı olan kimyasal madde.
1.Suda çözündüğünde OH veren madde. 2. Bronsted' e göre proton almaya yatkınlığı olan kimyasal bileşik . 3. Lewis' e göre ortaklanmamış elektron çifti ya da çiftleri verme yatkınlığı olan kimyasal madde.
Türkçe - İngilizce
baz anlamı
isim
1) base
2) alkali
3) alcali
isim
1) base
2) alkali
3) alcali
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
baz anlamı
İri, büyük, gösterişli, güçlü kuvvetli.
İri, büyük, gösterişli, güçlü kuvvetli.
-Kütahya
*Ayancık -Sinop
*Afşin -Maraş
Kuzuculu *Dörtyol -Hatay
-Yozgat
baz anlamı
1. Somun biçimine konmuş ekmek veya yufka hamuru. 2. Sacda veya fırında pişirilmek üzere genişçe açılmış yufka.
1. Somun biçimine konmuş ekmek veya yufka hamuru. 2. Sacda veya fırında pişirilmek üzere genişçe açılmış yufka.
baz anlamı
1. Vücut. 2. Bir yara dolayısiyle şişen bacak arasındaki ve koltuk Altındaki bezler:-Bazım şişti de ne kadar ağrıyor.-Bir yerinde yara mı var?
1. Vücut. 2. Bir yara dolayısiyle şişen bacak arasındaki ve koltuk Altındaki bezler:-Bazım şişti de ne kadar ağrıyor.-Bir yerinde yara mı var?
baz anlamı
İşlenmemiş tarla.
İşlenmemiş tarla.
Zana -Amasya
baz anlamı
Sarı renkli, büyük bir çeşit yabanî arı.
Sarı renkli, büyük bir çeşit yabanî arı.
Ersis *Yusufeli -Artvin
bâz anlamı
Boğaz: Bâzı boklu.
Boğaz: Bâzı boklu.
-Gaziantep
bâz anlamı
Be kız! (hitab olarak kullanılır).
Be kız! (hitab olarak kullanılır).
Teniste *Anamur -İçel
baz eş anlamlısı
temel
is. 1. Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü: "Evin temelleri sökülüyor gibi sarsılıyor." -H. E. Adıvar. 2. Bu bölümleri yapmak için kazılan çukur. 3. sf. mec. En önemli, belli başlı, ana, taban, esas, asıl, baz: "Devletin temel kanununun adı Anayasa'dır." -B. Felek. 4. mec. Bir şeyin gelişimi için gereken ilk ögeler: "Temelde sıradan bir Fransız vodviline dayanırdı oynadıkları oyun." -N. Cumalı.
is. 1. Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü: "Evin temelleri sökülüyor gibi sarsılıyor." -H. E. Adıvar. 2. Bu bölümleri yapmak için kazılan çukur. 3. sf. mec. En önemli, belli başlı, ana, taban, esas, asıl, baz: "Devletin temel kanununun adı Anayasa'dır." -B. Felek. 4. mec. Bir şeyin gelişimi için gereken ilk ögeler: "Temelde sıradan bir Fransız vodviline dayanırdı oynadıkları oyun." -N. Cumalı.
"baz" için örnek kullanımlar
Poliçelerde pert durumunda hangi fiyatın baz alınacağı yer alacak.
Which will be the base price of the event will take place policies, pert.
Kaynak: hurriyet.com.trFED'in politika değişikliği için kendisine baz aldığı oran yüzde 6.5.
Its base rate to 6.5 per cent of the Fed's policy change.
Kaynak: haberturk.comNitekim parti yeni dönemde çok özel bir kıstası daha baz alacak.
In fact, a very special party in the new period will be based on criteria more.
Kaynak: kentgazetesi.comDurum sütunundaki ifadeler Genel Not Ortalaması baz alınarak gösterilmiştir.
Expressions are shown in the Status column on the basis of GPA.
Kaynak: haberciniz.bizYakın Kelimeler
(Tahmin etmek için bir harf girin)
