They were honing in on a public
foible like Kardashians to a camera.
Onlar bir kameraya Kardashians gibi bir kamu foible üzerinde honlama edildi.
Kaynak: dailycaller.comObama's
foible last Friday may prove to be as fruitful as Joe Biden's marriage equality blunder last year.
Obama'nın foible Geçen Cuma geçen yıl Joe Biden'ın evlilik eşitlik gaf olarak verimli olduğu ortaya çıkabilir.
Kaynak: sun-sentinel.comBut Finn's
foible is a unique trait.
Ama Finn'in foible benzersiz bir özelliktir.
Kaynak: thisisbristol.co.ukThe lesson here may have less to do with human foibles than a
foible in the rules of the World Baseball Classic.
Burada ders Dünya Beyzbol Klasiği kuralları bir zaaf daha insan foibles ile yapmak daha az olabilir.
Kaynak: mlb.mlb.comIn performing a sliding action along the opponent's blade, it is generally the goal to establish leverage by moving forte against
foible,
Kaynak: Glossary of fencing