usta is. 1. Bir zanaatı gereği gibi öğrenmiş olan ve kendi başına yapabilen kimse:
"Nöbetçi, ustanın anasına ters ters baktı." -N. Hikmet. 2. Zanaat öğreticisi. 3. Zanaatçılar için unvan:
"Üzeyir usta yoldan geçmeyeceğimizi söyledi." -R. H. Karay. 4.
sf. Eli uz, işinin eri, becerikli, mahir:
"Bunların hepsi de çok güzel sesli ve oyunun en ustaları arasından seçildi." -T. Buğra. 5.
tar. Osmanlı Devleti'nde saraydaki cariye ve hizmetlilerin kıdemlisi. 6.
mec. Akıl veren veya öğreten kimse:
"Kız sana bir hâl olmuş, kim senin ustan?" -R. H. Karay.