First, they
incarcerate fewer persons for minor offenses.
Birincisi, küçük suçlar için daha az kişi hapsedin.
Kaynak: evanstonnow.comDespite any remorse expressed, the next sound is that of the jail cell clanking close to
incarcerate the convicted.
Ifade herhangi bir pişmanlık rağmen, sonraki ses mahkum hapsetmek yakın clanking hapis hücre olmasıdır.
Kaynak: patriotpost.usWe should NOT have to pay huge sums of money to
incarcerate these people or ship them back to their country of origin.
Biz bu insanları hapsetmek veya menşe ülkelerine geri göndermek için para büyük meblağlar ödemek zorunda DEĞIL.
Kaynak: gvnews.comThe goal is the same at each: Treat rather than
incarcerate nonviolent offenders who break the law because of mental illness.
Amacınız her aynı nedeni: ruhsal hastalık Kanuna aykırı şiddet suçluların tedavi yerine hapsedin.
Kaynak: concordmonitor.com