beğeni ne demek?
- 3 sözlük, 3 sonuç.BSTS / Felsefe Terimleri Sözlüğü
beğeni anlamı İng. toste Osm. zevk Lat.gustus Alm.Geschmack Fr. goût
1- Kesin, güvenilir, ince ayrımlara varan bir duyguya dayanan estetik yargılama ve değerleme gücü; güzeli çirkinden ayırma yetisi. 2- Estetik duyumlamanın öznel-kişisel rengi ve belirliliği. ("Beğeniler üzerine tartışılmaz"). 3- Özellikle modada kendini gösteren, toplumlara ya da çağlara ilişkin, bireyüstü ortak değerleme eğilimi.
1- Kesin, güvenilir, ince ayrımlara varan bir duyguya dayanan estetik yargılama ve değerleme gücü; güzeli çirkinden ayırma yetisi. 2- Estetik duyumlamanın öznel-kişisel rengi ve belirliliği. ("Beğeniler üzerine tartışılmaz"). 3- Özellikle modada kendini gösteren, toplumlara ya da çağlara ilişkin, bireyüstü ortak değerleme eğilimi.
Güncel Türkçe Sözlük
beğeni anlamı
is. 1. Güzel veya çirkin yargısını verdiren duygu, zevk: "Kadınlar hoşgörü ve beğeniyle dansı alkışlarlar." -N. Hikmet. 2. Güzeli çirkinden ayırma yetisi, gusto: "Kendine özgü bir beğenisi var bu konuda." -N. Cumalı.
is. 1. Güzel veya çirkin yargısını verdiren duygu, zevk: "Kadınlar hoşgörü ve beğeniyle dansı alkışlarlar." -N. Hikmet. 2. Güzeli çirkinden ayırma yetisi, gusto: "Kendine özgü bir beğenisi var bu konuda." -N. Cumalı.
Türkçe - İngilizce
beğeni anlamı
isim
1) applause
2) acclaim
3) taste
4) admiration
5) liking
6) like
7) good taste
8) credit
9) inclination
10) eclat
11) fancy
12) regard
isim
1) applause
2) acclaim
3) taste
4) admiration
5) liking
6) like
7) good taste
8) credit
9) inclination
10) eclat
11) fancy
12) regard
beğeni eş anlamlısı
gusto
is. (gu'sto) Beğeni: "Klasikler bir kültür, bir gusto, bir seviye ölçütüdür." -H. Taner.
is. (gu'sto) Beğeni: "Klasikler bir kültür, bir gusto, bir seviye ölçütüdür." -H. Taner.
zevk
is. 1. Hoşa giden veya çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu, haz: "İçtik bu nadir içkiyi yıllarca kanmadık / Bir böyle zevke tek bir ömür yetmiyor yazık." -Y. K. Beyatlı. 2. Güzeli çirkinden ayırt etme yetisi, beğeni. 3. Tat, lezzet: "Batı edebiyatında şarap içmekten, onun zevkinden hiç bahsedilmez." -B. Felek. 4. mec. Eğlence: "Su gibi para harcıyor, zevkine zevk, rahatına rahat katıyor." -N. Cumalı.
is. 1. Hoşa giden veya çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu, haz: "İçtik bu nadir içkiyi yıllarca kanmadık / Bir böyle zevke tek bir ömür yetmiyor yazık." -Y. K. Beyatlı. 2. Güzeli çirkinden ayırt etme yetisi, beğeni. 3. Tat, lezzet: "Batı edebiyatında şarap içmekten, onun zevkinden hiç bahsedilmez." -B. Felek. 4. mec. Eğlence: "Su gibi para harcıyor, zevkine zevk, rahatına rahat katıyor." -N. Cumalı.
"beğeni" için örnek kullanımlar
Büyük beğeni toplayan dans internette tıklanma rekorları kırıyor.
The acclaimed dance hits breaking records on the internet.
Kaynak: spothaber.comOynanan 'hücum' futbolu seyircilerden de büyük bir beğeni aldı.
Played 'rush' football took great pleasure in the audience.
Kaynak: blog.radikal.com.trBaşarılı ilerleyişi tüm dünya tarafından beğeni kazanıyor.
Successful progress is gaining acclaim throughout the world.
Kaynak: stargundem.comHakan akdoğan 'ın özellikle efendi oluşu ile de büyük bir beğeni topluyor.
Hakan gyrfalcon 's also a great, especially with the fact that the master is appreciated.
Kaynak: kadinhaberleri.comYakın Kelimeler
(Tahmin etmek için bir harf girin)
