The one glaring
pleasantry is the reemergence of Ben Brust as a scorer for this team.
Bir göze batan latife Bu takım için bir golcü olarak Ben Brust tekrar ortaya çıkmasının olduğunu.
Kaynak: thedailygopher.comShe never caves in to a
pleasantry, but Friends always does.
O asla bir şaka için mağaralar, ancak Arkadaşlar her zaman yapar.
Kaynak: vulture.comWe'll await the timely word that "don't let the bedbugs bite" is a mere
pleasantry there again.
Biz orada tekrar sadece bir latife olduğunu "bedbugs bite izin yok" zamanında kelimeyi bekliyor olacak.
Kaynak: timesunion.comHis poems were characterised by pathos and
pleasantry, and had a charm that always touched his countrymen. His poetical works were
Kaynak: Thomas Evans (poet, 1840-1865)