Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

present ne demek?

 - 1 sözlük, 1 sonuç.

İngilizce - Türkçe

present anlamı
sıfat
1) mevcut
2) bu
3) şimdiki
4) hazır
5) halihazırdaki
6) adı geçen
fiil
1) sunmak
2) bulunmak
3) tanıtmak
4) vermek
5) takdim etmek
6) doğrultmak
7) doğrultmak
8) ortaya koymak
9) sahneye koymak
10) ileri sürmek
11) aday göstermek
12) sahnelemek
13) nişan almak
14) ibraz etmek
15) çıkarmak
16) arzetmek
isim
1) hediye
2) armağan
3) şimdiki zaman
4) şu an
5) belge

"present" için örnek kullanımlar

Craig Brown eyes first Aberdeen win over Celtic as retirement present.
Emeklilik hediyesi olarak Celtic fazla Craig Brown gözlerini ilk Aberdeen kazanmak.
Kaynak: dailyrecord.co.uk
At present, the onus is on ASADA to prove athletes have taken illegal substances.
Şu anda, sorumluluk sporcular yasadışı maddeler almış kanıtlamak ASADA açıktır.
Kaynak: smh.com.au
The companies say they will have a deal ready to present to the court by April 9.
Şirketler, Nisan 9 tarafından mahkemeye sunmak için bir anlaşma hazır olacağını söylüyor.
Kaynak: upi.com
Climatologists say it could run out in 50 years at the present rate of consumption.
Iklimbilimciler bu tüketim hızı bugünkü 50 yıl içerisinde tükeneceği söylüyorlar.
Kaynak: thestar.com
The present (or now) is the time that is associated with the events perceived directly and in the first time not as a recollection
Kaynak: Present
The present tense is a grammatical tense whose principal function is to locate a situation or event in present time The term "present
Kaynak: Present tense
The word "incumbent" is derived from the Latin verb incumbere, literally meaning "to lean or lay upon" with the present participle stem
Kaynak: Incumbent
geological epoch which began at the end of the Pleistocene (around 12,000 to 11,500 sup 14/sup C years ago) and continues to the present.
Kaynak: Holocene
Generation V reactors are designs which are theoretically possible, but which are not being actively considered or researched at present.
Kaynak: Nuclear reactor
A gift or a present is an object given without the expectation of payment. Although gift-giving might involve an expectation of
Kaynak: Gift
Carlyle's style of writing emphasised this, continually stressing the immediacy of the action – often using the present tense.
Kaynak: Thomas Carlyle
the present ; and "after now", i.e. the future . temporal distance from a point of time established in the discourse that is not the present, i.e.
Kaynak: Grammatical tense

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.