belirteç ne demek?
- 9 sözlük, 9 sonuç.
BSTS / Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü
belirteç anlamı İng. adverb Osm. zarf Alm. Adverbium, Umstandswort Fr. adverbe
(Derleme.. katmaç) Bir eylemin, bir sıfatın ya da bir başka belirtecin anlamını zaman, yer, ölçü, nitelik, soru kavramları bakımından etkileyen sözcük: Çok konuşuyor; Erken gelince şaşırdık; En iyi arkadaş kitaptır; En fazla kazanan en çok çalışandır vb.
BSTS / Fizik Terimleri Sözlüğü
belirteç anlamı İng. determinant Osm.determinant Alm. Determinante Fr. déterminant
Çizgisel denklem takımlarının çözümü için konulmuş işlemsel bir kural; n'inci dereceden bir belirteç, n dikeç ve n dizeç olarak öbeklenmiş n2 sayılı bir çizelge oluşturur.
BSTS / Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Terimleri Sözlüğü
belirteç anlamı İng. indicator
Yemlerde doğal olarak bulunan, sindirim kanalından çok az emilen, gerçekte gübrede değişmemiş olarak
Tamamen bulunabilen, lignin, krom
ojen, silisyumdioksit, slika gibi dış indikatörler veya krom oksit, demir oksit ve baryum sülfat gibi iç indikatörlerle teorik sindirilebilirlik ve kuru madde tüketimini hesaplamada kullanılan maddeler, indikatör.
BSTS / Kimya Terimleri Sözlüğü
belirteç anlamı İng. indicator Osm. indikatör Alm. Indikator Fr. indicateur
Bir tepkimenin sonlanışını keskin renk değişimiyle gösteren özdek.
BSTS / Matematik Terimleri Sözlüğü
belirteç anlamı İng. determinant Osm.dalle, determinant Lat.déterminons Alm. Determinante Fr. déterminant
(…)A = (...)dördül dizeyi verildiğinde (...)[ 1,2,..., n ] kümesinin tüm devşirimlerini dolaşmak üzere (...)toplamıyla belirlenen sayı. Simgesi : (...)
BSTS / Su Ürünleri Terimleri Sözlüğü
belirteç anlamı İng. indicator
Bazı durumlara karşı duyarlılık göstererek veya cevap oluşturarak o durumlar hakkında ipucu veren, belirleyici, indikatör.
BSTS / Uygulayım Terimleri Sözlüğü
belirteç anlamıbakınız»
ayıraç.
Güncel Türkçe Sözlük
belirteç, -ci anlamı
is. db. 1. Zarf. 2. kim. Ayıraç.
Türkçe - İngilizce
belirteç anlamı
isim
1) indicator
2) adverb
3) determiner
belirteç eş anlamlısı
ayıraç is. kim. Maddeleri kimyasal birleşime veya ayrışıma uğratarak niteliklerini belirlemede kullanılan bileşikler, belirteç, miyar, reaktif.
zarf is. 1.
esk. Kap, kılıf, sarma. 2. İçine mektup veya başka kâğıtlar konulan kâğıttan kese:
"Bir sabah kahvaltımı yaparken bana gösterişli bir zarf getirdiler." -A. Haşim. 3. İçine fincan veya bardak oturtulan metal kap:
"Kenarları ezik bir çift altın kahve fincanı zarfını elinde evirir çevirirdi." -R. Enis. 4.
db. Bir fiilin, bir sıfatın veya bir zarfın anlamını zaman, yer, ölçü, nitelik, soru kavramları bakımından etkileyen kelime, belirteç:
Az yaşamıştı. Geç kalınca utandı gibi.