Can we really
reconstitute the areas on which we spend money.
Biz gerçekten sulandırmak biz para harcamak hangi alanlarda Can.
Kaynak: seekingalpha.comContinuing, he proffered that there was an urgent need to
reconstitute the board of the PCN.
Sürekli o sulandırmak PCN kurulu acil bir ihtiyaç olduğunu Sunulan.
Kaynak: ngrguardiannews.comOne game doesn't restore that label or
reconstitute what once was; it simply reminds us of what can be.
Bir oyun ne zamanlar olduğu etiket veya sulandırmak geri gelmez, bu sadece ne olabilir bize hatırlatıyor.
Kaynak: bleacherreport.comIf there is no urgent threat driving military planners when the time comes to
reconstitute the site, chances are it won't happen.
Zaman sulandırmak siteye geldiğinde askeri planlamacıları sürüş acil bir tehdit varsa, bu olmayacak şansı vardır.
Kaynak: forbes.comdistorted projection or perspective requiring the viewer to use special devices or occupy a specific vantage point to
reconstitute the image.
Kaynak: AnamorphosisEthnoscience has been defined as an attempt "to
reconstitute what serves as science for others, their practices of looking after themselves
Kaynak: Ethnoscience