felaket is. (fela:ket, l ince okunur) 1. Büyük zarar, üzüntü ve sıkıntılara yol açan olay veya durum, yıkım, bela:
"İnsanların korkması icap eden en büyük felaket, kötü ahlaktır." -S. Ayverdi. 2.
sf. Çok kötü:
Felaket bir yazı. 3.
sf. Şaşırtıcı, hayrete düşürücü:
Bu kız felaket. keder is. Acı, üzüntü, dert, sıkıntı, ızdırap, tasa:
"Ya hasta yahut bir kederi var." -H. E. Adıvar.
tasa is. 1. Üzüntülü düşünce durumu, kaygı, endişe, gam:
"Gazeteleriniz sürüm tasasına kapıldılar mı hemen İstanbul'un nabzını tutarlar." -F. R. Atay. 2.
ruh b. Tatmin edici olmayan veya tedirgin eden durumların ortaya çıkmasını önleyebilmede, güvensizlik içinde bulunulduğunda duyulan tedirgin edici duygu.