On NFL.com, Matt Cassel's afternoon was described as "an
unbridled disaster."
NFL.com üzerinde, Matt Cassel en öğleden olarak nitelendirildi "bir dizginsiz bir felaket."
Kaynak: deadspin.comIt's the sort of road that turns driving from chore to
unbridled joy.
Bu angarya dizginsiz sevinç sürüş döner yolun tür bulunuyor.
Kaynak: stuff.co.nzDo we blame the public for their
unbridled optimism and desire for a quick fix?
Biz hızlı bir düzeltme için onların dizginsiz iyimserlik ve arzu için kamu suçluyor musun?
Kaynak: theconversation.edu.auO made the most of it, though, forsaking clear vocals for
unbridled showmanship.
O dizginsiz şovmenlik için net bir vokal terkederek olsa da, bunu en iyi şekilde yaptı.
Kaynak: fuse.tv