benzin anlamı Fr.benzine
1. Petrolün damıtılması ile elde edilen, özgül ağırlığı yaklaşık 0,65 olan, renksiz, uçucu, kendine özgü kokusu bulunan bir sıvı: §
"Ateş alan benzinin ilk sarsıntıları arasında öne doğru bir iki defa sallandı ve yürüdü." -Peyami Safa, Sözde Kızlar, 123. §
"Tamam beş kilo benzinimiz kalmıştı." -Ruşen Eşref Ünaydın, Bütün Eserleri, 23. § "
Bu el, hafiften benzin, tütün ve bayıltıcı bir lavanta kokuyordu." -Nazım Hikmet Ran, Yeşil Elmalar, 16. § "
İslama davet edilişi önünde aldığı tavır öyle ki, zerreleri benzin dolu bir pamuğun kibrite verdiği cevabı andırır." -Necip Fazıl Kısakürek, Üç Beş Kişi, 11. § "
Ulan seni yakmak istiyorlar be, üstüne bir bidon benzin döküp, bir kibrit çakıp, yakmak." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 57. 2. Benzen. 3. Bir tür organik yağ çözücü.