bereketlenmek anlamı (nsz) Çoğalmak, artmak: "Doksan yaşına kadar yaşamış, yokluk yüzü görmemiş oğul uşak toplansa koca bir mahalle olacak kadar bereketlenmiş." -M. Ş. Esendal.
artmak (II) (nsz) 1. Çoğalmak: "O zaman bedava binme olasılığı artardı." -A. Kutlu. 2. Harcandıktan sonra bir miktar geri kalmak: Kumaş arttı. Yemek arttı. 3. Değeri yükselmek, fazlalaşmak: Arsa fiyatları arttı.
çoğalmak (nsz) Azken çok olmak, çok duruma gelmek, artmak: "Ansızın aşağıda ayak sesleri, uğultular çoğaldı." -Y. Z. Ortaç.