Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

bereketli ne demek?

 - 3 sözlük, 16 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

bereketli anlamı
sf. Bol, verimli: "Ey vatanın bağrı yanık bucağı / Hani senin bereketli hasadın?" -M. E. Yurdakul.

Türkçe - İngilizce

bereketli anlamı
sıfat
1) fertile
2) lush
3) luxuriant
4) abundant
5) copious
6) productive
7) fruitful
8) rich
9) plentiful
10) plenteous
11) fecund
12) exuberant
13) generous
14) fat
15) overflowing
16) opulent
17) rank

Yerleşim Birimleri Sözlüğü

Bereketli anlamı
Aydın ili, Nazilli ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Bereketli anlamı
Balıkesir ili, Bandırma ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Bereketli anlamı
Balıkesir ili, Konakpınar bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Bereketli anlamı
Denizli ili, merkez ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Bereketli anlamı
Diyarbakır ili, Ahmetli bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Bereketli anlamı
Diyarbakır ili, Silvan ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Bereketli anlamı
Erzurum ili, gaziler bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Bereketli anlamı
Giresun ili, Alucra ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Bereketli anlamı
KasTamonu ili, Ağlı ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Bereketli anlamı
Malatya ili, Yazıhan ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Bereketli anlamı
Manisa ili, Sarıgöl ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Bereketli anlamı
Şırnak ili, İdil ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Bereketli anlamı
Tokat ili, Bereketli bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Bereketli anlamı
Trabzon ili, Araklı ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

bereketli eş anlamlısı

bol
(I) sf. 1. İçine girecek şeyin boyutlarından daha büyük veya geniş olan, dar karşıtı: "Bol zamanıma yetişti de ben onu böyle şımarık büyüttüm." -P. Safa. 2. Nicelik bakımından olağandan veya alışılandan çok, kıt karşıtı: "Demek ki zeytinin bol ve ucuz olduğu bir yerdeymiş." -B. Felek.
bol
(II) is. Özel bir cam içinde likör, şarap, meyve ve maden suyu karıştırılarak hazırlanan içki.
verimli
sf. 1. Verimi iyi ve bol olan, bitek, randımanlı, mahsuldar, mümbit, müsmir, verimkâr: Verimli toprak. 2. Kendisinden beklenen sonucu veren, semereli: "Eğer bu beğeniş ve güven gerçek bilgi ve ihtisasa dayansaydı şüphesiz daha sağlam, daha verimli olurdu." -R. H. Karay. 3. Çok yazan, velut: "Sonra, sahiden verimli bir de kalemi var!" -Y. Z. Ortaç.

"bereketli" için örnek kullanımlar

Hayırlı olsun. bereketli olsun Bu yılki seferberlik bununla bitmiyor.
Get better. Blessed be this year's campaign does not stop there.
Kaynak: haber.stargazete.com
Bu yıl dönem dizileri açısından bereketli bir süreç yaşıyoruz.
We live in a fertile period for this year's series of the period.
Kaynak: yenicaggazetesi.com.tr
Bereketli bir pazartesi, haberler birbirini kovalıyor: Papa istifa etmiş.
A fertile Monday, news abound: the Pope has resigned.
Kaynak: posta.com.tr
Ve son hançerini bugünlerde yemek üzere Harran'ın bereketli toprakları.
Harran, fertile land to eat these days and the last dagger.
Kaynak: sanliurfa.com

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)