beyaz ne demek?
- 4 sözlük, 6 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
beyaz anlamı
is. 1. Ak, kara, siyah karşıtı. 2. sf. Bu renkte olan: "Ellerini, omuzlarını silkeledikten sonra cebinden çekip aldığı beyaz mendile sildi." -L. Tekin. 3. Beyaz ırktan olan kimse: "Agni'nin iki kızı var, biri beyaz, biri siyah." -H. R. Gürpınar. 4. Baskıda normal karalıkta görünen harf çeşidi. 5. Beyaz zehir.
is. 1. Ak, kara, siyah karşıtı. 2. sf. Bu renkte olan: "Ellerini, omuzlarını silkeledikten sonra cebinden çekip aldığı beyaz mendile sildi." -L. Tekin. 3. Beyaz ırktan olan kimse: "Agni'nin iki kızı var, biri beyaz, biri siyah." -H. R. Gürpınar. 4. Baskıda normal karalıkta görünen harf çeşidi. 5. Beyaz zehir.
Kişi Adları Sözlüğü
Beyaz anlamı Köken: Ar.
Cinsiyet: Kız
1. Kar rengi, ak. 2. Temiz, lekesiz.
Cinsiyet: Kız
1. Kar rengi, ak. 2. Temiz, lekesiz.
Türkçe - İngilizce
beyaz anlamı
isim
1) white
2) white part
3) heroin
sıfat
1) white
2) hoar
ön ek
1) leuco-
2) leuko-
isim
1) white
2) white part
3) heroin
sıfat
1) white
2) hoar
ön ek
1) leuco-
2) leuko-
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
beyaz anlamı
Yarı işlenmiş keçi derisi.
Yarı işlenmiş keçi derisi.
-Isparta
beyaz anlamı
Ayran.
Ayran.
*Şavşat köyleri -Artvin
beyaz anlamı
(< Ar. beyâz) beyaz, ak
(< Ar. beyâz) beyaz, ak
beyaz zıt anlamlısı
kara
(I) is. jeol. Yeryüzünün denizle örtülü olmayan bölümü, toprak: "Kurbağa karada da soluk alır, suda da." -N. Hikmet.
(I) is. jeol. Yeryüzünün denizle örtülü olmayan bölümü, toprak: "Kurbağa karada da soluk alır, suda da." -N. Hikmet.
kara
(II) is. 1. En koyu renk, siyah, ak, beyaz karşıtı. 2. sf. Bu renkte olan: "Kara gözlüm efkârlanma gül gayri / İbibikler öter ötmez ordayım." -B. S. Erdoğan. 3. Esmer. 4. sf. mec. Kötü, uğursuz, sıkıntılı. 5. mec. Yüz kızartıcı durum, leke. 6. mec. İftira.
(II) is. 1. En koyu renk, siyah, ak, beyaz karşıtı. 2. sf. Bu renkte olan: "Kara gözlüm efkârlanma gül gayri / İbibikler öter ötmez ordayım." -B. S. Erdoğan. 3. Esmer. 4. sf. mec. Kötü, uğursuz, sıkıntılı. 5. mec. Yüz kızartıcı durum, leke. 6. mec. İftira.
siyah
is. 1. Kara (II), ak, beyaz karşıtı: "İri siyah gözlerini kalın kaşlarıyla beraber kaldırdı." -Ö. Seyfettin. 2. sf. mec. Bu renkte olan: Siyah ekmek. 3. Baskıda başka harflerden daha kalın görünen harf türü.
is. 1. Kara (II), ak, beyaz karşıtı: "İri siyah gözlerini kalın kaşlarıyla beraber kaldırdı." -Ö. Seyfettin. 2. sf. mec. Bu renkte olan: Siyah ekmek. 3. Baskıda başka harflerden daha kalın görünen harf türü.
"beyaz" için örnek kullanımlar
Özellikle A sınıfı enerji tasarruflu beyaz eşyaya ilgi büyüyor.
A class is growing interest in energy-efficient white goods in particular.
Kaynak: risalehaber.comSöylentiye göre beyaz hindibanın keşfi tesadüfe dayanıyor.
Rumor has it relies on chance discovery of white chicory.
Kaynak: hurriyet.com.trKonuşmalar ve beyaz önlük giyme töreninin ardından Prof.
Speeches and after the ceremony wearing white gowns Prof.
Kaynak: iha.com.trVatikan'da beyaz dumanın çıkacağı baca yerleştirildi.
White smoke from the Vatican chimney placed to rise.
Kaynak: timeturk.comYakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
