bloke etmek ne demek?
- 2 sözlük, 2 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
bloke etmek anlamı
1) kullanılmasını önlemek amacıyla el koymak: "Lübnan hükûmeti Türk emlakini usulen bloke ettiğinden satış muamelesi durdurulmuş." -R. H. Karay. 2) savaş durumundaki bir ülkenin dış ülkelerle ilişkisini engellemek; 3) kapatmak, durdurmak: "En sıkı ve katı bir merkeziyet sistemi, diğer faaliyet merkezlerini bloke edebilir." -B. Felek. 4) ekon. ödeme yapabilmek için banka tarafından müşteri hesabında belirli bir tutarı güvence Altına almak; 5) ekon. ödenmeyen borç yüzünden veya şifreyi yanlış girmeden dolayı banka kredi kartının kullanılmasını engellemek; 6) sp. futbolda kaleci topu yakalamak.
1) kullanılmasını önlemek amacıyla el koymak: "Lübnan hükûmeti Türk emlakini usulen bloke ettiğinden satış muamelesi durdurulmuş." -R. H. Karay. 2) savaş durumundaki bir ülkenin dış ülkelerle ilişkisini engellemek; 3) kapatmak, durdurmak: "En sıkı ve katı bir merkeziyet sistemi, diğer faaliyet merkezlerini bloke edebilir." -B. Felek. 4) ekon. ödeme yapabilmek için banka tarafından müşteri hesabında belirli bir tutarı güvence Altına almak; 5) ekon. ödenmeyen borç yüzünden veya şifreyi yanlış girmeden dolayı banka kredi kartının kullanılmasını engellemek; 6) sp. futbolda kaleci topu yakalamak.
Türkçe - İngilizce
bloke etmek anlamı
fiil
1) block
2) lock
3) tie up
4) immobilize
5) lock up
6) arrest
fiil
1) block
2) lock
3) tie up
4) immobilize
5) lock up
6) arrest
bloke etmek eş anlamlısı
kapatmak
(-i) 1. Bir malı değerinden aşağı bir karşılıkla elde etmek: "Evvelki hafta mühendis İlhami Bey'le karısı çok güzel bir bambu takımı kapattılar." -H. Taner. 2. (-e) Kapamak: "Emine aklını oynattı sandılar ve evine kapattılar, kapısını kilitlediler." -Y. K. Karaosmanoğlu. 3. Bir kadınla nikâhsız yaşamak. 4. (nsz) Yayımını yasak etmek, yayımına son vermek: Gazete kapatmak. 5. Herhangi bir yerin bütün masraflarını üstlenip başkalarını içeri almadan isteği doğrultusunda eğlenmek: "Geçen gün Kristal'i kapatmış, vur patlasın, çal oynasın âlemi yapmış." -H. E. Adıvar. 6. Bitirmek, unutturmak, söz edilmesini engellemek: "Sanatçılar arasındaki tatsız olayı kapatmak istiyordu." -Ç. Altan.
(-i) 1. Bir malı değerinden aşağı bir karşılıkla elde etmek: "Evvelki hafta mühendis İlhami Bey'le karısı çok güzel bir bambu takımı kapattılar." -H. Taner. 2. (-e) Kapamak: "Emine aklını oynattı sandılar ve evine kapattılar, kapısını kilitlediler." -Y. K. Karaosmanoğlu. 3. Bir kadınla nikâhsız yaşamak. 4. (nsz) Yayımını yasak etmek, yayımına son vermek: Gazete kapatmak. 5. Herhangi bir yerin bütün masraflarını üstlenip başkalarını içeri almadan isteği doğrultusunda eğlenmek: "Geçen gün Kristal'i kapatmış, vur patlasın, çal oynasın âlemi yapmış." -H. E. Adıvar. 6. Bitirmek, unutturmak, söz edilmesini engellemek: "Sanatçılar arasındaki tatsız olayı kapatmak istiyordu." -Ç. Altan.
"bloke etmek" için örnek kullanımlar
Kendisinin en büyük rakibi Türkiye'yi bloke etmek zorunda olduğunu fark etti!
He realized that it was forced to block Turkey's biggest rival!
Kaynak: takvim.com.trSermayenizin 4'te birini bankada bloke etmek zorundasınız.
4, one of the blocked funds in bank you have to.
Kaynak: ekonomi.bugun.com.trÜniversitede çalışan profesör Luis Bagatolli, derinin en önemli görevinin harici maddeleri bloke etmek olduğunu söyledi.
Luis Bagatolli university professors working in the skin, the most important task is to block external agents, he said.
Kaynak: kazete.com.tr'Adil kullanım kotası' dediğimiz limiti geçtiğinde erişimde hız düşüyor ancak, internet bloke etmek gibi bir uygulamamız yok.
'Fair use quota' call when accessing the speed limit drops, but no application as to block the internet.
Kaynak: radikal.com.trYakın Kelimeler
(Tahmin etmek için bir harf girin)
