BOTOKS bu kasları geçici süre için
bloke eder ve kasılmalarını engeller.
Contraction of these muscles, Botox blocks and blocks for a temporary period of time.
Kaynak: blog.milliyet.com.trAnayasa uzlaşma sürecini
bloke eden bir süreç var mı, yok mu?
Is there a process of reconciliation is a process that blocks the Constitution or not?
Kaynak: internethaber.comKendisinin en büyük rakibi Türkiye'yi
bloke etmek zorunda olduğunu fark etti!
He realized that it was forced to block Turkey's biggest rival!
Kaynak: takvim.com.trBir de ödemeler ABD doları olduğu zaman Amerikan bankaları bunu
bloke ediyor.
And it is blocked by U.S. banks when the U.S. dollar payments.
Kaynak: haberrus.comH 2-reseptör antagonistleri, mide paryetal hücresinde histamin 'in etkisini
bloke ederek bu hücrelerdeki asit salınımını azaltan
Kaynak: H₂-reseptör antagonistiPolarizörler belirli bir polarizasyondaki ışığı geçirip diğer polarizasyondaki dalgaları
bloke eden optik filtrelerdir. Tanımlı olmayan
Kaynak: PolarizörlerBaskını'nda kısmi olarak
bloke edilmişti ) Brugge Limanı'nın başlıca denizden uzak yerleri için kanallar yoluyla denize erişim sağlamaktaydı.
Kaynak: İkinci Ostend BaskınıAncak, bazı ligandlar herhangi bir değişikliğe neden olmadan sadece reseptörleri
bloke ederler, bunlara agonist denir. Ligand etkisiyle
Kaynak: Reseptör (biyokimya)Bu sırada ise Fox Kids yayınladığı diğer ülkelerde de bir
bloke olmuştur. Bu nedenle 4Kids kanalı adıyla 4Kids'e bağlı şirket ile News
Kaynak: 4Kids TVCanlıların sinir sistemlerindeki asetilkolinesteraz enzimini
bloke ederek işlev yapamaz hale getirdiğinden ayrıca bir sinir ajanı dır.
Kaynak: SomanDaniel Bovet (23 Mart 1907 - 8 Nisan 1992), İsviçre doğumlu İtalya n farmakolog 1957 yılında, spesifik nörotransmitter leri
bloke eden
Kaynak: Daniel Bovetbir biçimde anlaşılması hedefe yönelik keşifleri beraberinde getirmiş ve saçlı deride bu hormonun almaçlarının
bloke edilmesine odaklanmıştır.
Kaynak: Kellik tedavileriTakipne ayrıca oksijenin dokulara ve organlara iletiminin
bloke edildiği karbon monoksit zehirlenmesinin de semptomu olabilir.
Kaynak: TakipneUygulamada, menkul kıymetler , müşteriye teslim edilmeyip, TCMB 'de
bloke hesap larda ya da İMKB Takas Ve Saklama A.Ş.'de depo
Kaynak: RepoKasların asetilkolin reseptörlerine bağlanır ve onları
bloke eder. Örnek olarak, N-choline reseptör lerinin çalışmasını engeller.
Kaynak: Kürarendothelial growth factor - damar içi dokusu üreme faktörü) adı verilen yeni kan damarlari üremesini tetikleyen kimyasal sinyali tanır ve
bloke eder
Kaynak: BevacizumabGoogle firmasının Adsense uygulaması, yayınlanan ilanlara ard arda aynı IP adresinden tıklamaları farkedip, kullanıcı hesabını
bloke ediyor.
Kaynak: Tıklama sahtekarlığıVerapamil ve diltiazem kalp ve damar düz kası kalsiyum kanallarını
bloke ederken 1-4 dihidropridin grubu sadece düz kasta etki gösterir.
Kaynak: Kalsiyum kanal blokörüEn sık görülen nedeni bir enzim eksikliğinin spesifik metabolik bir yolu
bloke etmesi, böylece bazı metabolitlerin kullanılamamasıdır.
Kaynak: Hücre içi birikimlerBunun nedeni finasteridin DHT hormonunu tek yönlü olarak serumda yüzde 70
bloke ederken, dutasteridin standart dozajda DHT hormonunu
Kaynak: DutasteridTipik olarak N-uçta veya C-uçta bir peptit parçası proteinin aktif bölge sini
bloke eder ve fonksiyonunu inhibe eder. İnhibe edici peptit
Kaynak: Protein birincil yapısı