Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

boğaz ne demek?

 - 10 sözlük, 22 sonuç.

BSTS / Coğrafya Terimleri Sözlüğü

boğaz anlamı İng. 1 - strait, 2 - gorge Osm. 2 - derbent Alm.1 - Meeresstrasse, 2 - Schlucht Fr. 1 - détroit, 2 - gorge
1 - İki denizi birbirine bağlayan, biçimleri, uzunluk ve genişlikleri, üzerindeki akıntı düzenleri gibi özellikleriyle ayrımlı dar su geçidi; 2 - Dağlık yörelerde komşu iki koyağı birbirine bağlayan ya da genç koyakların kimi kesimlerinde görülen çok dar, dik ve kayalık yamaçlı geçitler, bakınız» boyun.

BSTS / Gramer Terimleri Sözlüğü

boğaz anlamı İng. pharynx Alm.Pharynx Fr. pharynx
Konuşma cihazının gırtlak ile dil kökü ve geniz boşluğu arasında kalan ve konuşma sırasında içinden geçen seslere türlü renkler veren boru parçası biçimindeki kısmı.

BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu

boğaz anlamı Osm. unk Fr. gorge
(zooloji)
boğaz anlamı Osm. derbent Fr. détroit, gorge
(coğrafya)

BSTS / Su Ürünleri Terimleri Sözlüğü

boğaz anlamı İng. strait
İki denizi veya bir denizle okyanusu birbirine bağlayan dar geçitler.

BSTS / Türk Dünyası Gramer Terimleri Kılavuzu

boğaz anlamı
Azerbaycan Türkçesi: boğaz; Türkmen Türkçesi: bogaz; Gagauz Türkçesi: buaz; Özbek Türkçesi: boğiz; Uygur Türkçesi: boğuz;Tatar Türkçesi: bugaz ~ Tamaq; Başkurt Türkçesi: boğaz; Kmk: tamak; Krç.-Malk.: bogurdak ~tamak; Nogay Türkçesi: tamak; Kazak Türkçesi: kömey; Kırgız Türkçesi: kekirtek; Alt:: tamak; Hakas Türkçesi: tamah; Tuva Türkçesi: poosaa; Şor Türkçesi: tabak; Rusça: gortan'

BSTS / Zanaat Terimleri Sözlüğü

boğaz anlamı
(I) Tahta ev. (*İkizdere -Rize)
boğaz anlamı
(II) Kundura ile mestlerin ön kısımlarında bulunan deri parçası. (*Senirkent -Isparta)
boğaz anlamı
(III) Değirmenlerde ağaç çarkın ortasındaki delik. (Köprü *Şarkikaraağaç -Isparta)
boğaz anlamı
(IV) bakınız» gazbagi'>boğazbağı

Güncel Türkçe Sözlük

boğaz anlamı
is. 1. Boynun ön bölümü ve bu bölümü oluşturan organlar, imik, kursak: "Ses, ciğerlerde biriken havanın boğaza çarpması demektir." -Ö. Seyfettin. 2. Şişe, güğüm vb. kaplarda ağza yakın dar bölüm: Şişenin boğazı. Testinin boğazı. 3. İki dağ arasında dar geçit, derbent: "Yol üzerindeki derbentleri ve boğazları işgal ederek ordunun başında bunları takip ediyordu." -F. F. Tülbentçi. 4. Yedirip içirme yükümü, iaşe: İşçilerin boğazı bizden olacak. 5. mec. Yiyeceği içeceği sağlanan kimse: "Hayat zor anne, kaç boğazız evde, ağabeyim hangi birimize yetişsin." -A. Kulin. 6. mec. Yeme içme: Boğazına düşkün. 7. coğ. İki kara arasındaki dar deniz.

Türkçe - İngilizce

Boğaz anlamı
isim
1) Bosphorus

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

boğaz anlamı
Değirmen taşının ortasındaki delik.

Darıveren *Acıpayam -Denizli
*Antakya -Hatay

boğaz anlamı
Ahşap duvar.

-Rize

boğaz anlamı
1. Bağ çubuklarının köke yakın kısmı. 2. Genel olarak bitkilerin köke yakın yeri.
boğaz anlamı
Yiyecek.

*Bor -Niğde

boğaz anlamı
Gebe inek, manda, gebe hayvan.

Kellice, -Kars
-Erzurum
*Erciş -Van
*Varto -Muş
Kerkük

boğaz anlamı
Aile bireyleri.

Dereçine *Sultandağı Afyon

boğaz anlamı
Geçit

Ordu

Yerleşim Birimleri Sözlüğü

Boğaz anlamı
Diyarbakır ili, Dicle ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Boğaz anlamı
Rize ili, Gündoğdu bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Boğaz anlamı
Sivas ili, Kangal ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

boğaz eş anlamlısı

Derbent
öz. is. (de'rbendi) Konya iline bağlı ilçelerden biri.
derbent
is. esk. 1. İki dağ arasındaki geçit yeri, boğaz. 2. Sınırda bulunan küçük kale.
iaşe
is. (ia:şe) esk. Yedirip içirme, besleme, bakma: "İaşe son derece fena idi, açıkçası kıtlık vardı." -R. H. Karay.
kursak
is. 1. hay. b. Kuşların yemek borusu üzerinde bulunan, yiyeceklerin toplandığı torba biçiminde şişkin organ. 2. hay. b. Böceklerin ve solucanların sindirim kanallarında bulunan, kuşların kursağına benzeyen yapı. 3. Kuş kursağı şişirilip kurutularak yapılan veya ona benzetilen şişkin şey: Düdüğün kursağı patlamış. 4. hlk. Boğaz.

"boğaz" için örnek kullanımlar

Hedefimiz en kısa zamanda 3. boğaz köprüsünü de hizmete almak.
Our goal is to service as soon as possible to get 3 in the throat bridge.
Kaynak: internethaber.com
Ziyarette, Boğaz bölgesine itfaiye merkezi kurulması konusu da ele alındı.
During the visit, the establishment of the Bosphorus in the central region were also discussed fire.
Kaynak: kibrisgazetesi.com
Kronik faranjit ve tipik boğaz rahatsızlığına neden olabilir.
Chronic illness can cause pharyngitis and typical sore.
Kaynak: takvim.com.tr
Bu Bölüm; Kulak burun boğaz hastalıkları ve tedavi yöntemleri anlatılacak.
This Chapter; Ear, nose and throat diseases and treatment methods will be described.
Kaynak: kanalturk.com.tr
Boğaz, iki kara parçası arasında uzanan geçit biçimindeki coğrafi şekillere verilen addır. Bir başka deyişle boğaz, doğal kanallara
Kaynak: Boğaz (coğrafya)
Persler , antik Yunanistanı istila etmek için bu boğazı aşmıştır ve Dünya'nın ilk boğaz köprüsünü burda gemileri halatlar ile bağlayarak
Kaynak: Çanakkale Boğazı
Otorinolarengoloji (Kulak-Burun-Boğaz Hastalıkları Bilimi, KBB), kulak , burun (sinüs boşlukları), boğaz (yutak-gırtlak) ve çevrelerindeki
Kaynak: Otorinolarengoloji
Boğaz kanseri; ağız, dudak, diş etleri, dil, yanak, damak, tonsiller, ve boğazda oluşan kötü huylu tümörler, boğaz kanserine neden
Kaynak: Boğaz kanseri
de çalışılan ortamın ısısına, tozuna bağlı olarak reaksiyon göstermesi olan farenjit sıklıkla boğaz ağrısı veya boğaz yangısı olarak anılır.
Kaynak: Farenjit

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.