borsa anlamı İt..borsa
Bazı tüccarların ve özellikle sarraflarla değerli kâğıt ve tahvil
alışverişiyle uğraşanların alım satım ve değişim amacıyla devlet denetimi altında iş yaptıkları yer:§
"borsada havacılık ile ... Hayır! Yalnız havacılıkla değil o havadan alış veriş lüzumu veçhile havalandırmak için dâhilî haricî bin entrikalara, bin hilekarlığa, bin yalana, bin hıyanete başvurarak..." -Ahmet Midhat Efendi, Mesail-i Muğlaka, 321. §
"Elindeki serveti idare edememiş, borsa oyunlarına girmiş, kumar oynamış, hasılı, üç dört sene içinde nesi var, nesi yoksa altından girip, üstünden çıkmıştı." -
Reşat Nuri Güntekin, Leyla ile Mecnun, 60. §
"Temeyyülât-ı halktan borsa oyunları gibi istifade etmeye çalışıyorlar." -Sami Paşazade Sezai, Bütün Eserleri III, 122. § "
-Borsa komisyoncusuyuz, anlarız böyle işlerden." -Nazım Hikmet Ran, Yeşil Elmalar, 39. §
"Borsa oyunlarına girdim." -Peyami Safa, Yazarlar-Sanatçılar-Meşhurlar, 138. §
"Topladığı beş on kuruşu borsada pamuk üzerine oyun oynayacağım diye bir hamlede batırmazdı." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 75. § "
borsa. Sarraf ve banker locası, tahvilât-ı mîriyye alınıp satılan, kambiyo yapılan mahal." -Ahmet Vefik Paşa, Lehçe-i Osmani. § "
Her şehirde bütün loncaların murahhaslarından mürekkep bir heyeti merkeziye yaparak buna İş Borsası adını vermeli." -Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları, 128. §
"Böylece yaşayacak, büyük olasılıkla da yaşamı boyunca borsa, futbol, magazin ve birkaç aşktan başka konuya dokunmadan yaşlanıp, ölecekti." -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 252. § "
Öyle ya, milletlerarası borsa oyunlarından çıkar çıkmaz, işsiz bir gangster gibi bunalmak niye ?" -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 247.