büfe ne demek?
- 4 sözlük, 4 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
büfe anlamı
is. 1. Evlerde içine yemek takımlarının konduğu dolap. 2. Toplantılarda yiyecek ve içeceklerin konulduğu masa: "Kadınlar büfeye gidip bir şey yemek için bile kımıldamıyorlardı." -F. R. Atay. 3. Yiyecek, içecek, gazete, dergi vb.nin satıldığı küçük dükkân: "Ben köşedeki büfeden size sandviç getirebilirim." -P. Safa.
is. 1. Evlerde içine yemek takımlarının konduğu dolap. 2. Toplantılarda yiyecek ve içeceklerin konulduğu masa: "Kadınlar büfeye gidip bir şey yemek için bile kımıldamıyorlardı." -F. R. Atay. 3. Yiyecek, içecek, gazete, dergi vb.nin satıldığı küçük dükkân: "Ben köşedeki büfeden size sandviç getirebilirim." -P. Safa.
Türkçe - İngilizce
büfe anlamı
isim
1) buffet
2) kiosk
3) cupboard
4) sideboard
5) dresser
6) lunch counter
7) soda fountain
8) commissary
9) coffee shop
10) kiosque
11) refreshment room
isim
1) buffet
2) kiosk
3) cupboard
4) sideboard
5) dresser
6) lunch counter
7) soda fountain
8) commissary
9) coffee shop
10) kiosque
11) refreshment room
Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü
büfe anlamı Fr.buffet
1. İçine sofra takımlarının konduğu dolap: § "Şekerliği büfenin üstüne koyar." -Adalet Ağaoğlu, Toplu Oyunlar (Evcilik Oyunu, Tombala, Çatıdaki Çatlak), 25. § "İkinci planda büfe..." -Reşat Nuri Güntekin, Yaprak Dökümü, 62. § "Kısık bir kahkaha ile güldükten sonra, arkasını Müfit'e çevirerek büfeden bir bardak aldı." -Peyami Safa, Şimşek, 28. 2. Toplantılarda yiyecek ve içeceklerin konulduğu masa: § "Balolarda gayet mükellef büfeler vardır ki ismi işitilmedik içkilerden birkaç yüz nevi şeyler bulunur." -Ahmet Midhat Efendi, Karnaval, 14. § "Gayet enli, ardına kadar açık kapılarından yemek odasının bahadar büfesi ve masası gözüküyordu." -Ruşen Eşref Ünaydın, Diyorlar Ki, 3. 3. İçki, yiyecek türü şeylerin satılıp tüketildiği yer: § "Görüyor musun işte, babama, Tatar Mahallesi'ne giden yolun başındaki büfeyi tuTamadık." -Adalet Ağaoğlu, Üç Beş Kişi, 70. § "Büfenin başında kimse yoktu. Zorla bir hizmetçi ele geçirdik." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri ayarlama Enstitüsü, 333. § "Kendisini Tour Eiffel'in küçük bir gar büfesini andıran müstakil camekanlı kahvesinde bir demir kafese tıkılmış hissedecektir." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 88. § "Büfelerden birinde bulaşıkları yıkayan bir neferle içlerinden biri ahbap çıkmış." -Nazım Hikmet Ran, Kan Konuşmaz, 159. § "Suvarelerin tertibine, büfelerin tanzimine nezaret eder..." -Reşat Nuri Güntekin, Eski Hastalık, 32. § "Viki, Ali Osman ve Mehmet yol kenarına dizilmiş köfte, gözleme, çay-kahve satan seyyar büfelere doğru yürüdüler." -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 301.
1. İçine sofra takımlarının konduğu dolap: § "Şekerliği büfenin üstüne koyar." -Adalet Ağaoğlu, Toplu Oyunlar (Evcilik Oyunu, Tombala, Çatıdaki Çatlak), 25. § "İkinci planda büfe..." -Reşat Nuri Güntekin, Yaprak Dökümü, 62. § "Kısık bir kahkaha ile güldükten sonra, arkasını Müfit'e çevirerek büfeden bir bardak aldı." -Peyami Safa, Şimşek, 28. 2. Toplantılarda yiyecek ve içeceklerin konulduğu masa: § "Balolarda gayet mükellef büfeler vardır ki ismi işitilmedik içkilerden birkaç yüz nevi şeyler bulunur." -Ahmet Midhat Efendi, Karnaval, 14. § "Gayet enli, ardına kadar açık kapılarından yemek odasının bahadar büfesi ve masası gözüküyordu." -Ruşen Eşref Ünaydın, Diyorlar Ki, 3. 3. İçki, yiyecek türü şeylerin satılıp tüketildiği yer: § "Görüyor musun işte, babama, Tatar Mahallesi'ne giden yolun başındaki büfeyi tuTamadık." -Adalet Ağaoğlu, Üç Beş Kişi, 70. § "Büfenin başında kimse yoktu. Zorla bir hizmetçi ele geçirdik." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri ayarlama Enstitüsü, 333. § "Kendisini Tour Eiffel'in küçük bir gar büfesini andıran müstakil camekanlı kahvesinde bir demir kafese tıkılmış hissedecektir." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 88. § "Büfelerden birinde bulaşıkları yıkayan bir neferle içlerinden biri ahbap çıkmış." -Nazım Hikmet Ran, Kan Konuşmaz, 159. § "Suvarelerin tertibine, büfelerin tanzimine nezaret eder..." -Reşat Nuri Güntekin, Eski Hastalık, 32. § "Viki, Ali Osman ve Mehmet yol kenarına dizilmiş köfte, gözleme, çay-kahve satan seyyar büfelere doğru yürüdüler." -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 301.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
büfe anlamı
Komodin
Komodin
Ordu
"büfe" için örnek kullanımlar
Otopark olabilir, büfe olabilir, gelir getiren başka bir şey olabilir.
Parking can be a buffet, anything else that may come.
Kaynak: ozgurkocaeli.com.trTrabzon'da bir süre önce işyerinde bıçaklanarak öldürülen büfe sahib
The kiosk owner was murdered in Trabzon, stabbed to death a while ago in the workplace
Kaynak: haberciniz.bizTrabzon'da, büfe işleten bir kişi iş yerinde bıçaklanarak öldürüldü.
Trabzon, a person who operates a buffet was stabbed to death in the workplace.
Kaynak: timeturk.comAnlaşmaya göre 2 veya 3 öğün açık büfe yemek verilecektir.
According to the agreement will be given 2 or 3 meals a day buffet dining.
Kaynak: timeturk.comsatan büfe ye verilen ad. Kiosk, Avrupa dillerine Türkçe köşk kelimesinden geçen bir sözcük tür. Aynı zamanda dokunmatik ekranlı kısıtlı
Kaynak: Kiosk
Kaynak: Kiosk
Yıllık 3.000.000 yolcu kapasiteli 1000 m² yolcu kullanım alanı olan terminal binasında ptt şubesi, rent a car ofisleri, büfe ve sağlık
Kaynak: Erzincan Havalimanı
Kaynak: Erzincan Havalimanı
Eskiden sebil olarak kullanılan kısmı ise şu anda vakıflar tarafından kiraya verilmiş, büfe olarak işletilmektedir. Câminin hemen önünde I
Kaynak: Zeynep Sultan Camii
Kaynak: Zeynep Sultan Camii
Limonun her tarafıyla yapıldığı da olur, özellikle dışarda büfe ve lokantalarda böyledir. Bu tarife göre, limonlar dilimlenip üzerine
Kaynak: Limonata
Kaynak: Limonata
Yaylada üç pansiyon (Kaçkar Pansiyon,Olgunlar Pansiyon ve Denizgölü Pansiyon) iki bakkal ve gözleme, ayran gibi ürünler satan bir büfe
Kaynak: Olgunlar Yaylası
Kaynak: Olgunlar Yaylası
Gevrek (simit) satmakla başladığı çalışma hayatı boyunca, matbaa çıraklığı, dolmuş muavinliği, fırça imalathanesinde işçilik, büfe
Kaynak: Coşkun Büktel
Kaynak: Coşkun Büktel
Örnek: bife (büfe) Okunuşu: bife. C c - Türkçedeki 'TS' harflerinin birlikte okunmasıyla çıkan sesdir. Örnek: cilindar (silindir) Okunuşu:
Kaynak: Boşnak alfabesi
Kaynak: Boşnak alfabesi
pansiyon çeşidi şeklinde değişmesi ile her şey dahil sisteme göre konaklayan misafirler için ağırlıklı olarak açık büfe servisi sunulmaktadır.
Kaynak: Flambe
Kaynak: Flambe
Limonun her tarafıyla yapıldığı da olur, özellikle dışarda büfe ve lokantalarda böyledir. Bu tarife göre,limonlar dilimlenip üzerine nane
Kaynak: Limonane
Kaynak: Limonane
vitrinleri, pasajları, birahaneleri, meyhaneleri, ünlü pastane ve lokantaları, kiliseleri, büfe ve muhallebicileri, ünlü kişileri de anlatılmış.
Kaynak: Benim Beyoğlum
Kaynak: Benim Beyoğlum
Hepsi de asıl işlevleri düşünülerek oluşturulmuştur; örneğin bir büfe, içine standart sofra takımlarının konabileceği büyüklükte
Kaynak: Kaare Klint
Kaynak: Kaare Klint
Bu dolaşım alanlarında aynı anda yaklaşık 45 bin kişiye hizmet verebilecek büfe ve tuvaletler yeralmaktadır. Kale arkası tribünler
Kaynak: Türk Telekom Arena
Kaynak: Türk Telekom Arena
Piknik alanı içerisinde kır gazinosu, kafeterya, büfe, çocuk oyun alanları, basketbol sahası ve otopark bulunmaktadır. Piknik alanı 52 tür
Kaynak: Balıkesir
Kaynak: Balıkesir
Goralı ailesinin üyeleri olan Şehmuz, Kemal, Ertan ve Ercan kardeşlerin işlettiği büfe İstanbul 'un Fatih ilçesinde bulunan Fındıkzade
Kaynak: Goralı (sandviç)
Kaynak: Goralı (sandviç)
Ayrıca kanyona girmeyenler için çeşitli büfe noktalartı harika bir restoran ve tüm temel ihtiyaçların karşılandığı tesisler mevcuttur.
Kaynak: Göynük Kanyonu
Kaynak: Göynük Kanyonu
Yakın Kelimeler
(Tahmin etmek için bir harf girin)
