Şimdi geriye dönüp o metne baktığımızda dudak
bükmek mümkün.
Now go back and look at the text to be able to mouth.
Kaynak: haber.stargazete.comYeni çıkan bir pop şarkıcısıyla alay etmek gelmiyordu içinden; ne de uzaktan dudak
bükmek, gazetelerde söyleşi veren simalara.
Did not come to make fun of a pop singer in the newly released, nor remotely mouth, newspapers simalara that interview.
Kaynak: haberturk.comTvist (İngilizce : twist;
bükmek, kıvırmak), 1960'ların başlarında ABD 'de ortaya çıktıktan sonra bütün dünyaya yayılan hareketli dans .
Kaynak: TvistÖrneğin bükülen aluminyumun daha dayanıklı olması, ince malzeme kullanıp
bükmek hem malzeme sarfiyatını azaltmakta hem de hafifliğe mahal
Kaynak: StreamlineHatta dikkatin belirli bir düzeyde dağıtılması için herhangi bir konuda (kaşık
bükmek değil) ateşli bir tartışmaya bile girilebilir veya
Kaynak: Kaşık bükmeİntihar kabinleri için kiriş
bükmek için programlanmıştır, ve şimdi Planet Express'in yardımcı satış müdürüdür. Fry'ın en iyi arkadaşı ve
Kaynak: FuturamaAğaçları yaşken eğip
bükmek sevgili öğretmenlerin içtenlikle yerine getirdikleri kutsal ve benzersiz bir vazifedir. (Sağlığın Gaspı adlı
Kaynak: Ivan IllichÜfleyerek veya çekerek
bükmek o deliğin orijinal sesinin yarım ton ile üç yarım ton arası pesleşmesini sağlar. Kromatik mızıka
Kaynak: ArmonikaDEYİMLER : Burun
bükmek: Beş kuruşa muhtaç olmak: Başa baş gelmek: Çiçeği burnunda olmak: Çekilecek yarması olmak: Dal budak etmek: Dil gomayıp
Kaynak: Kocaözü, HekimhanAynı zamanda Elfleri
bükmek ve manipüle etmek diğer ırklara göre daha zordu. Karargâhı olan Isengard, bir Elf krallığı olan Lothlórien'e çok
Kaynak: Saruman09 | | İngilizce | Sidsel Ben Semmane | "Twist of Love " | Aşkı
bükmek | 18 | 26 | 10 | | İngilizce | Dima Bilan | "Never Let You
Kaynak: 2006 Eurovision Şarkı Yarışması