büyütmek (-i) 1. Büyük duruma getirmek, genişletmek:
 "Onun hicvi, yalnızca görüntüleri büyüten bir büyüteç değil." -N. Hikmet. 2. Yetiştirmek, bakmak:
 "Beni doğuran, emziren, büyüten anacığımı bunlara değiştim." -E. Şafak. 3.
 mec. Abartmak, mübalağa etmek:
 "Bir ara yine işi büyüttüğüne, hayale kapıldığına hükmetti." -R. H. Karay.