camlık is. 1. Camlı çerçeve ile bölünmüş yer. 2. Çiçek, sebze vb. bitkileri dış etkenlerden korumak için yapılmış küçük limonluk, camekân.
gözlük is. 1. Görme bozukluğu olan gözlerin daha iyi görmesine veya gözleri korumaya yarayan, bir çerçeveye yerleştirilmiş çift camdan oluşan araç:
"Kendimi bu sarhoşluktan kurtarayım diye gözlüğümü başkasına verip kıyıya çöktüm." -A. Erhat. 2. Atların çevreden ürkmemeleri için gözlerinin iki yanına takılan siper. 3. Gözene.
limonluk is. 1. Sera:
"Köşkün yanından kıvrılıp arkadaki limonluğa doğru yürüyorlardı." -M. Yesari. 2. Limon ağaçlarının bulunduğu yer, limon bahçesi:
"Taksim gezisi öğleden sonra ılık bir limonluk gibidir." -B. Felek. 3. Üzerine kesilmiş limon bastırılıp sıkılan, ortası tümsek ve oluklu küçük araç. 4.
mim. Merdiven, balkon vb. yerlerin kıyılarına çekilen, 20-30 cm yüksekliğindeki set, tavhane.
sergen is. hlk. 1. Raf. 2. Nesnelerin, insanlara gösterilmek, satılmak için sergilendiği camlı bölme veya yer, camekân, vitrin.
vitrin is. 1. Bir dükkân veya mağazanın sokaktan camla ayrılan ve mal sergilemek için kullanılan yeri, sergen:
"Sarışın bir kız, pastacının vitrinine dikkatle bakıyordu." -P. Safa. 2. İçine konan şeylerin görünmesi için yapılmış camlı dolap:
"Vitrinin yan aynasında eşyayı seyreder gibi görünerek kendime de bakıyorum." -R. H. Karay.